E-ticaretin AR hâli

Mağaza dolaşıp alışveriş yapmaktan hoşlanmayanlar, vakit tasarrufu sağlamak isteyenler için e-ticaret büyük kolaylık. Oturduğunuz yerden alacağınız ürünü inceleyebiliyor ve sipariş verebiliyorsunuz. Bu konforu sağlayan e-Ticaretin cezbedici gücünü We Are Social ve HootSuite’in yayımladığı Küresel Dijital Raporu‘na şöyle yansımış.

Rapora göre ülkemizde e-ticaretin 2.6 büyüme ile 39,30 milyon kullanıcıya ulaştığı belirtiliyor. Toplam nüfusa oranla tüketim ürünlerine yönelik kullanım yaygınlığı yüzde 48. E-ticaret pazarındaki tüketim ürünlerinin değeri ise 5.955 milyar ABD doları. Listeye baktığımızda ilk sıralarda yüzde 12’lik büyüme ile video oyunları ve yüzde 7,7’lik büyüme ile seyahat alışverişi kategorileri öne çıkıyor. Bu kategorilerden biri de yüzde 2’lik büyüme gösteren moda kategorisi.

Moda kategorisinde ise bazı ek uygulamalar dikkati çekiyor. Meselâ evden alışveriş yapma konforuna son yıllarda AR’da (Artırılmış Gerçeklik) dahil oldu. E-Ticaret ile daha iyi bir deneyim sunmak için pek çok marka, Artırılmış Gerçeklik uygulamaları çıkardı. Kullanıcılara daha gerçekçi bir satın alma deneyimi sunmayı hedefleyen AR uygulamaları, giderek yaygınlaşıyor. E-ticaret AR uygulamaları makyaj ürünleri, mobilya deneyimi, güneş gözlüğü deneme, saç renklendirme, takı gibi pek çok ürün için kullanılabiliyor. Son dönemde bunlara ayakkabı da eklendi. Uygulamayı kullanırken ayakkabının farklı renklerini ya da farklı bir modeli geçiş yaparak deneyebiliyorsunuz. Özellikle kadınların ayakkabı düşkünlüğü bilinen bir gerçekken, AR ile ayakkabı deneme ve fotoğrafını sosyal medyada yayınlayarak “Hangisini alayım?” diye sorma hareketi her an oluşabilir. Ayakkabıları satın almadan önce sanal olarak deneme şansı sunan uygulamalar henüz gözünüze çarpmadıysa bunun sebebi öncelikle yurtdışı kaynaklı olmaları ve genellikle spor ayakkabılara yönelik olmalarıdır. Ayakkabı çeşitliliği artınca eminim siz de fark edeceksiniz.

Dijital okuryazarlık önemli

E-Ticaret’in büyümesinin önündeki engellerden biri de toplumun internette kredi kartı bilgilerini vermekten çekiniyor olması. Ayrıca, “Ödemeyi yaparım ya ürün gelmezse” gibi çekinceler de söz konusu. Bu sorunlar için gerek hükümet yetkilileri gerekse markalar her geçen gün güvenlik tedbirlerini arttırıyor. Ortada yapılan bir “Dijital Okuryazarlık Kampanyası” olmadığına göre, markalar müşterisini arttırmak için dijitale alışkın olan yeni nesillerin büyümesini bekleyecek gibi duruyor! Hazırladığım kurumsal sosyal sorumluluk projelerde dijital okuryazarlık ve finansal okuryazarlık bilincini oluşturmaya çalışıyorum. Bu önemli iki noktanın kesişimi toplumda e-ticaretin sağlıklı şekilde ilerlemesinde katkı sağlayacaktır.

Eğer sizin de böyle çekinceleriniz varsa internet işlemlerinizde zor şifreler oluşturarak güvenliğinizi arttırabilirsiniz. Ayrıca alışveriş yaparken güvenilir, bilinen markaları tercih edebilirsiniz. Ürünler arasındaki fiyat farklarını görmek için kıyaslama yaparak değerinin çok çok altında satılan bir ürün gördüğünüzde şüphe ile yaklaşmanız da doğru olacaktır.

E-Ticarette tatil satışına ince ayar

İngiltere Rekabet ve Piyasa Otoritesi (CMA) tatil satışı yapan online rezervasyon sitelerinin satış stratejilerine 6.2.2019’da yayımladığı bir bültenle yeni yaptırımlar getirdiğini duyurdu. Otel popülaritesini yanlış yansıtmak veya oda fiyatının tamamını göstermemek gibi uygulamaların insanları yanlış yönlendirebileceğini en iyi teklifi bulmalarını engelleyebileceği belirten yetkililer, 2017 yılında harekete geçti. Yaptıkları incelemede bazı sitelerin yüksek fiyatlı bir oda ile normal standart bir oda fiyatını karşılaştırdıkları, vergiler, rezervasyon ya da tatil köyü ücretleri gibi tüm zorunlu masrafları manşete taşımadıkları veya “bu fiyata son oda” gibi kullanıcıyı acele etmeye sevk eden baskıcı manşetler attıklarını belirlediler. Sonuç olarak CMA tarafından incelenen şirketler iş birliği yapmayı kabul etti ve bu tip uygulamalardan uzak duracaklarını taahhüt ettiler. Ülkemizde online rezervasyonlarda yapılan uygulamaları da takip ediyorum. Muhtemelen sizler de sıkça karşınıza çıkan dijital reklamlarda İngiltere’deki durumun benzerlerine rastlıyorsunuzdur. Olumlu değişiklikleri ne kadar doğru zamanında ülkemize yansıtırsak o kadar hızlı yol alırız ve o zaman global marka çıkarmaktan söz edebiliriz.

Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73