NEDEN KISKANIYORUZ?
Kıskançlığın temel sebebi, çocukluk yıllarımıza dayanıyor. Bağlanma, ilk beş yılda çocuk ve temel bakımını sağlayan kişi arasında kuruluyor. Temel bakım vereni duyarlı, ihtiyaca karşılık veren kişiler olan çocuklar güvenli bağlanıyor. Kaygılı bağlanan çocukların temel bakım vereni ise ihtiyaçlara duyarsız tepkiler gösteren kişilerden oluşuyor. Çocukluk yıllarında yaşanan bu bağlanma şekilleri, kişilerin ilerleyen zamanlarda yaşadığı romantik ilişkileri yakından ilgilendiriyor. Çocukluğunda güvenli bağlar kuran çocukların, yetişkinliklerinde de sağlıklı ilişkileri oluyor. Kaygılı bağlar kuran kişilerde ise kıskançlık, güvensizlik gibi duygular daha yoğun görülüyor.
İLİŞKİYİ NASIL ETKİLİYOR?
Kıskançlığın yönü cinsiyete göre farklılık gösterebiliyor; erkekler daha çok fiziksel, kadınlar ise duygusal yönden kıskançlık hissediyor. Özetle, erkekler fiziksel aldatmaya daha çok tepki verirken, kadınlar partnerinin başka birine yoğun duygular hissetmesini kıskanıyor. Çiftler arasında yaşanan ufak tefek kıskançlıklar ilişkiye zarar vermiyor ancak sürekli yaşanan kıskançlık, ilişkinin yıpranmasına sebep oluyor ve sonlanmasına kadar varabilecek sonuçlar doğuruyor. Kıskançlık durumu, iki tarafı da olumsuz etkiliyor. Kıskanan kişi sürekli partnerini kaybetme korkusu yaşarken, karşı taraf ise kendini baskı altında hissediyor ve stres yaşıyor.
KISKANÇLIK NASIL ORTADAN KALDIRILABİLİR?
Karşılıklı konuşabilmek ve güçlü bir iletişim bağı kurabilmek çiftler arasında büyük önem taşıyor. Kıskançlık durumunda hisler doğru bir dil ile karşı tarafla paylaşılmalı, arada güven bağı oluşturulmalı. Kıskançlık duygusunu profesyonel destek ile aşmak da mümkün. Eğer gerçekten kıskançlık yaratacak bir durum yok ise bu hissi tamamen yok edebilirsiniz. Kıskançlık ve özgüven birbiriyle bağlantılı kavramlardır. Kişi kendini sevilmez, değer görmez hissediyorsa duyduğu kıskançlık da artar. Bu noktada bireyin kendini değişime hazır hissetmesi ve profesyonel yardımı kabul etmesi büyük rol oynuyor.