Bilim kurgu romanlarına konu olan Mars’a yolculuk, uzay ajanslarının Mars’ın keşfedilmesine yönelik faaliyetleriyle gelecekte hayalden gerçeğe dönüşebilir. İşte Mars misyonlarının geçmişi, bugünü ve geleceği…
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından 1994’te duyurulan Mars Keşif Programı (MEP) kapsamında uydu ve gezginlerle Mars ve çevresinde çalışmalar devam ediyor.
NASA’nın programıyla Mars gezegenini keşfetmek ve robot uydular, uzay araçları ve mobil laboratuvarlar yoluyla bilimsel keşiflerin devamlılığını sağlamak amaçlanıyor.
Gelişen bilim ve teknolojiyle yapılan Mars çalışmaları, Mars’ın gezegen olarak oluşum sürecini ve erken gelişimini, jeolojik ve iklim tarihi süreçlerinin Mars’ı zamanla nasıl şekillendirdiği, Mars’ın biyolojik olarak “yaşama” ev sahipliği yapmış olma ihtimalini, Mars’ın insanlar tarafından gelecekteki keşiflerini ve Mars’ın Dünya ile benzerlik ve farklılıklarını anlamaya odaklanıyor.
NASA’ya göre, insanoğlunun Mars’ı keşfetmesinin birçok stratejik, pratik ve bilimsel nedeni bulunuyor.
Mars, güneş sisteminde en ulaşılabilir gezegen olarak biliniyor ve Mars’ı keşfetmenin yaşamın kökenine ve gelişimine dair olası cevaplar da sağlayabileceği düşünülüyor.
Ayrıca Mars, gelecekte bir gün insanoğlunun yaşamını sürdürmesinde olası bir istikamet olarak görülüyor.
Stratejik anlamda da Mars’ı keşfetmek ulus olarak siyasal ve ekonomik liderliği gösterirken, Dünya hakkında daha çok bilgi edinmeyi de sağlıyor.
Güneş sistemine dair birçok temel soru Mars keşfedilerek etkili bir şekilde cevaplandırılabilir.
Sovyetler Birliği, 1971’de başlatılan “Mars 2” ve devamındaki misyonlarla gezegenin yüzeyinin ve bulutların görüntüsünü yakalamayı, sıcaklığını ölçmeyi, topografyasını çalışmayı, yüzeyi, atmosferi ve manyetik alanlarını incelemeyi amaçladı.
ABD’nin “Mariner” serisi, 1962-1973 arasındaki dönemi kapsıyor. Bu çerçevede Merkür, Venüs ve Mars’a keşif araçları gönderildi. “Mariner 9”, Mars’ın yörüngesine ilk giren ve gezegendeki volkanları ve büyük kanyonları keşfeden araç oldu.
O zamana dek bilim insanları, Mars’ın yüzeyinin Ay’a benzediğini düşünüyordu.
“Viking 1 ve 2”, NASA’nın yürüttüğü misyonla 1976’da Mars’ın yüzeyine ilk kez inen uzay araçları oldu.
Keşif araçları, yıllarca yüzeyde çalışarak Mars çevresi hakkında veriler topladı ve yaşam bulgusu aradı.
Birçok fotoğraf çeken araçlar, Mars yüzey çevresinin kimyasını inceleyerek “regolit” adlı Mars tozunda bulunan mikroorganizmaların test edilmesini sağladı.
“Mars Rover” programı kapsamında NASA’nın bazı uzay araçları Mars’ın yüzeyinde eskiden su olduğuna dair kanıtlar buldu.
Bu da devam eden programları tetikleyen bir neden. NASA’nın ilk Mars Rover’ı (gezgincisi) “Sojourner”, 1996’da uzay aracı “Pathfinder”ın gezegene inişiyle yüzeye ulaştı.
Kasım 1996’da NASA tarafından fırlatılan Mars Global Surveyor, Kızıl gezegeni alçak kutup yörüngesinden haritalandırdı ve Mars’ın topoğrafyasını, yerçekimini, manyetik alanlarını, ısıl özelliklerini, yüzey oluşumlarını, atmosferini, günlük ve mevsimlik hava koşullarını inceledi.
Mars Global Surveyor, Dünya’ya 240 binden fazla fotoğraf gönderdi.
Misyon, Kasım 2006’da sona erdi.
NASA’nın Odyssey uzay aracı da 2001’den bu yana Mars’ın yörüngesinde.
Temel amacı su varlığını tespit etmek, yüzeydeki materyallerin detaylı haritasını çıkarmak ve insanlar için radyasyon düzeyini belirlemek olan Odyssey, başka bir gezegende en uzun süre devam eden uzay misyonu olarak görülüyor.
Odyssey, Mars’ın yüzeyindeki değişiklikleri gözlemliyor.
NASA’nın “Mars Exploration Rovers” misyonu kapsamında “Spirit” ve “Opportunity” olarak bilinen araçlar, 2004’te Mars’ın yüzeyine ulaştı ve yıllarca gezegeni keşfetti.
NASA, Mars Reconnaissance Orbiter adlı uzay aracıyla da 2006’dan bu yana Mars’ın iklim ve jeolojisini araştırıyor.
Ağustos 2007’de NASA tarafından fırlatılan Phoenix, Mars yüzeyinin altında su buzu varlığını doğruladı.
NASA’nın MAVEN uydusu da Mars’ın atmosferini inceliyor. Kasım 2013’te fırlatılan uydu, Eylül 2014’te Mars’a ulaştı.
MAVEN, Mars’ın atmosferinin bir kısmını tam olarak nasıl kaybettiğini ve gezegende suyun nasıl yok olduğunu anlamaya çalışıyor.
NASA’nın InSight adlı uzay aracı Kasım 2018-Aralık 2022 döneminde Mars’ın iç kısımlarını ve depremlerini diğer dünyalar hakkında bilgi edinmek için inceledi.
Bir araba boyutundaki “Curiosity” adlı araç, 2012’de, en gelişmiş araç “Perseverance” 2021’de Mars’ta görevlerine başladı. Her iki araç da hala aktif.
Spirit ve Opportunity araçları Mars yüzeyinde bir zamanlar sıvı halde su bulunduğuna dair bulgular buldu.
Bunun üzerine Curiosity de Mars’ta yaklaşık 4 milyar yıl önce yaşamın var olmasına olanak sağlayan koşulların olduğunu keşfetti.
Perseverance de Mars’ta geçmiş yaşama dair bulgular ararken toprak ve kaya örnekleri topluyor.
Bu örneklerin Dünya’ya getirilmesi için NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından planlanan en az 2 misyon bulunuyor.
Hindistan’ın Mars yörüngesindeki keşif aracı Mangalyaan, gezegeni 2014 ile 2022 arasında inceledi.
Çin’in ilk Mars misyonu “Tianwen-1” bir uydu ve Zhurong adlı araçtan oluşuyor.
Mars yörüngesine Şubat 2021’de giren bu araç, Mars yüzeyine 14 Mayıs 2021’de ulaştı.
Araçta yüzey altındaki su oyuklarını tespit edebilecek radarlar bulunuyor.
Ancak Mayıs 2022’de planlı bir uyku moduna geçirilen araç, Aralık 2022’de muhtemelen güneş panellerinin çok fazla tozlanması nedeniyle beklendiği gibi tekrar çalışamadı.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait “Hope” adlı Mars uydusu, Şubat 2021’de yörüngeye ulaştı ve Mars’ta yaşam olduğu dönemde atmosferinin nasıl olduğunu anlamak için gezegenin iklimini inceliyor.
ESA ve Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) ortaklığında yürütülen “The ExoMars Trace Gas Orbiter” Mart 2016’da fırlatıldı. “Schiaparelli” adlı uzay aracı paraşütünün erken açılması nedeniyle yüzeye çarptı.
Bu misyonla, Mars atmosferindeki gazların belirlenmesi ve yaşam belirtilerinin aranması amaçlanıyordu.
Ayrıca ESA, 2003’te fırlattığı Mars Express ile kutup bölgelerinde su buzu tespit etti ve buzların altında sıvı halinde su olması ihtimali araştırılıyor.