Milli muharip uçağı KAAN gökyüzüyle buluştu: KAAN’ın özellikleri neler? (Türkiye’nin yeni nesil yerli silahları)
Yazar: mbahsi
Kategori: Otomobil Haberleri
21 Şubat 2024
97 Görüntülenme
Türkiye’nin milli muharip uçağı Kaan, ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından üretilen KAAN’ın ilk uçuşunda pilot koltuğunda test pilotu Barbaros Demirbaş yer aldı.
TUSAŞ ve Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olan milli muharip uçağı KAAN’ın hazırlık ve testlerinde önemli bir aşama daha geçildi.
İZLE: Yerli savaş uçağı KAAN’dan ilk uçuş
Yer testleri ve taksi testlerini daha önce başarıyla tamamlayan KAAN, bugün sabah saatlerinde Mürted Hava Meydanı’nda piste çıktı.
Test pilotu Barbaros Demişbaş’ın yönetiminde teker kesen KAAN, ilk kez havalandı ve uçuşu başarıyla tamamladı.
Çok rollü bir milli savaş uçağı olan Kaan, her türlü havadan havaya muharebe ve havadan yere muharebenin gereksinimleri için üstün kabiliyetlere sahip…
14 metre kanal açıklığına sahip olan KAAN’ın uzunluğu ise 21 metre.
1.8 mach hıza ulaşabilen KAAN, 55 bin feet’e kadar yükselebiliyor.
Düşük görünürlük ve kızılötesi iz özelliğiyle de dikkat çeken milli muharip uçağı, supercruise kabiliyetine de sahip.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını güvenli ve istikrarlı şekilde karşılamak amacıyla faaliyet gösteren Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) AŞ, bir yandan güncel tehditlere yönelik yeni çözümler geliştirirken bir yandan da yurt dışından tedarik edilen sistemlere milli alternatifler üretiyor.
Bu kapsamda, bugüne kadar yurt dışından temin edilen ve MKE AŞ tarafından yürütülen çalışmalarla yerli imkanlarla geliştirilip üretilen Milli Deniz Topu’nun, sözleşme karşılığı ilk teslimatı gerçekleştirildi.
Kara testlerini başarıyla tamamlamasının ardından liman ve deniz testleri için TCG BEYKOZ korvetine entegre edilen Milli Deniz Topu, platform üstü testler sonrası göreve hazır hale getirildi. Bu gelişmenin ardından aldığı siparişler için harekete geçen MKE AŞ, Milli Deniz Topu’nun ilk teslimatını Açık Deniz Karakol Gemisi’ne yönelik gerçekleştirdi.
Türkiye’nin denizlerdeki hak ve menfaatlerini etkin şekilde korumak amacıyla yürütülen Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında geliştirilen 2 gemide, Milli Deniz Topu kullanılacak. Ağır silahlı karakol gemileri; istihbarat gözetleme ve keşif, arama kurtarma, terörizmle mücadele, denizde denetim harekatı, deniz özel harekatı gibi temel görevleri icra edecek.
Şirket, ciddi bir ihracat potansiyeline sahip olan Milli Deniz Topu’nun yakın zamanda yurt dışı kullanıcılara sunulması için de görüşmeler yürütüyor.
Milli Deniz Topu; hava savunma harbi, su üstü harbi ve kara bombardımanı görevlerinde kullanılıyor. Dakikada 80 atıma ulaşabilen sistem, yaklaşık 20 kilometre menzile ulaşıyor.
Proje için Türk savunma sanayisindeki kabiliyetlerden etkin şekilde yararlanan MKE AŞ, Milli Deniz Topu’nu 12 ay gibi kısa sürede üretti.
76 milimetre topta elde edilen başarı ve tecrübe ile 127 milimetre Deniz Topu’nun da MKE AŞ tarafından üretilmesi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı Tersaneler Genel Müdürlüğü ile koordineli geliştirme çalışmalarına başlandı.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ASELSAN tarafından geliştirilen ve su üzerinde yüksek hızla ilerleyerek içerdiği patlayıcının düşman hedeflerine çarparak patlatılmasını sağlayan kamikaze İDA Albatros için Mersin’de test atışı gerçekleştirildi. Test kapsamında, 8’li sürü halinde hareket edebilen Albatros, hedef gemiye yönelik saldırı gerçekleştirdi. Üzerinde ROKETSAN’a ait mühimmat bulunan Albatros Kamikaze İDA sürüsünden biri, hedef gemiye çarparak patladı. Başarıyla tamamlanan test atışı sonucunda 22 metrelik hedef gemi dakikalar içinde sulara gömüldü.
Atışlı testte Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Bayraktar TB2 İHA da görev aldı. Uygulanan senaryo kapsamında Bayraktar TB2 tarafından tespit edilen hedefe, insansız deniz araçları yönlendirildi.Böylelikle dünyada ilk defa İDA-İHA müşterek operasyonu ile İDA sürüsü kamikaze saldırı konsepti gösterilmiş oldu.
Mersin açıklarındaki test, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı’nda bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ile ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol ve diğer yetkililer tarafından da anbean takip edildi.Öte yandan çevreye zarar vermemek için test öncesinde hedef geminin yıkandığı, yakıt ve yağ gibi kirlilik içerecek unsurlardan arındırıldığı öğrenildi.
Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen insansız kara aracı BARKAN, güvenlik güçlerinin envanterine girdi.
HAVELSAN, operasyonel platform anlamında BARKAN ile envantere ilk ürünlerini kazandırmış oldu. Bu kapsamda BARKAN I ve BARKAN II güvenlik güçlerinin kullanımına sunuldu.
HAVELSAN Ürün Geliştirme ve Üretim Direktörü Veysel Ataoğlu yaptığı açıklamada, robotik ve otonom sistemlere yönelik çalışmalara BARKAN I aracıyla başladıklarını ve yaklaşık 1,5-2 yıldır saha test faaliyetleri yürüttüklerini söyledi.
Bu süreçte kullanıcı geri dönüşlerini platforma yansıtarak BARKAN II aracını ortaya çıkardıklarını ifade eden Ataoğlu, bu aracın hareket kabiliyetinin daha yüksek olduğunu, ağırlığının hemen hemen iki katını çıktığını, bazı ağır sınıf silahlar taşıyabileceğini, 12,7 milimetre silah sistemiyle testler gerçekleştirdiklerini belirtti. Ataoğlu, bu faydalı yüklerin daha da farklılaşacağını, 40 milimetre bombaatar, METE füzesi ve farklı tipteki füzelerin testlerini yapacaklarını kaydetti.
ASELSAN, omuzdan atılan (MANPAD) füzelerin arayıcı başlıklarını lazerle kör ederek etkisiz hale getirecek.ASELSAN, 25-28 Temmuz’da İstanbul’da düzenlenecek 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarında (IDEF 2023), haberleşme, hava savunma, aviyonik, elektro-optik, elektronik harp, radar ve insansız sistemler alanındaki yeteneklerini yerli ve yabancı ziyaretçiler ile paylaşacak.
Şirketin, bir süredir Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürüttüğü YILDIRIM-100 Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi (DIRCM) ilk kez IDEF 2023’te sergilenecek.Omuzdan atılan füzelerin arayıcı başlıklarına lazerle müdahale edecek sistem ve devamında geliştirilecek çözümler helikopterler başta olmak üzere hava araçlarının güvenliğini artıracak.
Elektro-optik, lazer ve aviyonik sistemlerin geliştirilmesi ve üretilmesi alanında uzun yıllardır çalışan ASELSAN, MANPAD ve diğer ısı güdümlü füzelere karşı her yönden tam koruma sağlayan, dünyada çok az ülkenin sahip olduğu Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi’ni Türkiye’ye kazandırdı.Terör örgütlerinin dünya üzerindeki çatışma bölgelerinden omuzdan atılan füze sistemlerini ele geçirmeye başlaması platformların güvenliği için tehdit seviyesini yükseltti. Ayrıca teknoloji geliştikçe MANPAD’lar, ısı güdümlü füzeleri şaşırtmak için kullanılan ısı fişeklerine (flare) karşı daha dirençli hale geldi.
Roketsan’ın geliştirdiği mini seyir füzesi ÇAKIR’IN ilk atışı, AKINCI TİHA’dan gerçekleştirdi. 150 km menzile sahip olan ÇAKIR, SİHA’dan tam 7 bin metre irtifadan hedefe bırakıldı, hedefini tam isabetle vurdu.
Dünyada ilk kez bir SİHA’dan seyir füzesi atıldığına dikkati çeken Demir, “AKINCI TİHA’dan atılan ÇAKIR tüm kritik bileşenleri yerli-milli olan motorla ateşlendi ve hedefi tam isabetle vurdu. Türkiye Yüzyılına savunma sanayiinden armağan olsun. Tebrikler.” değerlendirmesinde bulundu.
TEKNOFEST 2023, ziyaretçilere kapılarını açarken yeni nesil yerli ve milli silahlar da görücüye çıkmaya hazırlanıyor.
VİDEO: KEMANKEŞ görücüye çıktı
Baykar’ın ürettiği Kemankeş de bu silahlar arasında yer alıyor.
Baykar CEO’su Haluk Bayraktar, TEKNOFEST öncesi Twitter hesabından Kemankeş’in özelliklerini paylaştı.
200 kilometreden fazla menzile sahip olan mini seyir füzesi, 0,7 Mach dalış sürati ve 30 kilogram ağırlığa sahip.
İşte Türkiye’nin yeni nesil yerli ve milli silahları…
“Uçan kanat” yapısı sayesinde düşük radar görünürlüğü, yüksek hız, yüksek taşıma kapasitesi gibi birçok avantaja sahip ANKA-3 piste çıktı, ilk uçuş için gün sayıyor.
İnsansız Hava Araçları Mühendislik Direktörü Bülent Korkem, “En önemlisi radar görünürlüğünün düşük olması. Çünkü uçağın yatay ve dikey kuyrukları olmadığı için görünürlük oldukça düşüyor. Bazı ekstra tedbirlerle bunu daha da artırmak, görünürlüğü iyice düşürmek mümkün. Şu anda ilk uçuş, ilk hedef. Uçuş tarihi çok yakın, mayıs başında, mayıs ayının ortasını geçmeden inşallah uçuracağız.” dedi.
Korkem, ANKA-3’ün taarruz yeteneğine ilişkin soruya karşılık, uçakta birisi gövde altı merkez, ikisi dahili ve kanat altlarında ikişer olmak üzere toplam 7 silah istasyonu bulunacağını anlattı.
Silah istasyonlarının değişik kapasiteleri bulunduğuna dikkati çeken Korkem, şunları kaydetti: “Gövde içindeki dahili istasyonun yetenekleri çok büyük olacak. Yani orada ciddi bir hacmimiz var, bu konfigürasyonun getirdiği. Şu ana kadar Türkiye’de geliştirilmiş bütün mühimmatları bu sistem içinde taşıyabilir durumdayız. Dahili silah istasyonu Mark 83 sınıfı silahlardan birer adet taşıyabiliyor ya da hacmine göre çok daha fazla sayıda daha küçük mühimmat taşıyabiliriz. Kanat altındaki ilk büyük istasyonda SOM-J, yine Mark 83 sınıfı silahlar taşınabiliyor. Daha altındakiler kesinlikle taşınabiliyor. Kanat dışı istasyonlarda da nispeten küçük silahlar taşınabiliyor. Dolayısıyla yelpazemiz silah taşımak açısından çok geniş.”
Korkem, ANKA-3’ün kanat altlarına konumlandırılan yüksek hızlı hedef uçak Şimşek’in yeni versiyonuna ilişkin de bilgi verdi.
Ortaya çıkan platformun “Şimşek’in büyük abisi” gibi olduğunu ifade eden Korkem, yeni ürüne “Süper Şimşek” ismini verdiklerini söyledi.
Korkem, Süper Şimşek’in öncelikle hedef uçak olacağını, bunu sahte hedef ve taarruz amaçlı mühimmatlı versiyonlarının izleyeceğini dile getirdi.
Mühimmatlı versiyonlarda farklı türde arayıcı başlıklar kullanacaklarını aktaran Korkem, “Dolayısıyla Süper Şimşek havadan yere, havadan havaya taarruz görevleri yapabilecek, üzerine kendi kapasitesi dahilinde elektronik harp sistemleri takılıp yerdeki düşman sistemlerinin tespiti, bunların baskılanması gibi görevleri gerçekleştirebilecek. En son versiyonlarından birinde seyir füzesine kadar ulaşabilecek bir yelpazede bu hava aracını da kullanacağız. 700 kilometrenin üzerinde menzil bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kamuoyunda “ATAK-2” olarak bilinen Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri, ilk kez motor çalıştırdı.
Projenin geldiği noktada, planladıkları motor testleri bulunduğunu ve öncelikli olarak bunları tamamlayacaklarını dile getiren Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Ürün Baş Mühendisi Mehmet Yılmaz, şunları kaydetti: “Tamamladıktan sonra bir taksi testimiz var. Helikopteri ‘runway’de test ediyoruz. Telemetriyi, uzak haberleşme kısmını doğruluyoruz. Ondan sonra da uçuşa hazır hale geliyor helikopter. Bir sonraki adımda ilk uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz. İlk uçuşumuz nispeten basit bir uçuş oluyor. İlk kez kullanacak pilotlarımızın da alışması gerekiyor. Simülatörde bu testleri sanal ortamda yapıyoruz ama gerçek anlamda ilk defa uçuruyorlar. O yüzden daha basit testlerle başlıyoruz. Helikopterimizi kaldırıp basit manevralar yaptırıyoruz ama sonrasında üzerine koya koya, ekleye ekleye gidiyoruz. Bu aşamadan sonra bir sonraki prototip için yapacağımız geliştirme ve iyileştirme faaliyetlerimiz var. Bunları gerçekleştirerek birden fazla prototip üreteceğiz. Burada da paralel halde testlerimizi gerçekleştirerek helikopterimizin kalifikasyon sürecini yürüteceğiz. Bu aşamadan sonra aslında helikopteri kalifiye etmeye yönelik prototip tasarım, üretim, geliştirme ve kalifikasyon faaliyetleri yürüteceğiz.”
İlk uçuşun testleri süren ATAK-2 platformu ile gerçekleştirileceğini belirten Mehmet Yılmaz, “Bu helikopterle yerde yaklaşık 15 saat motor çalıştırma hedefimiz var. Bundan sonra uçuşa hazır olacak. Şu an için bir aksaklık görünmüyor. Bakım, ölçüm faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Eğer bir aksaklık çıkmazsa bu bir hafta içerisinde aslında uçuşa da gitmeyi hedefliyoruz. Aksaklık çıkarsa onu değerlendiririz ama çok uzak olmayan bir tarihte ATAK-2’nin uçabileceğini söyleyebilirim. İşler yolunda giderse daha hızlı ilerleriz ama işlerde bir aksaklık çıkarsa da çözemeyeceğimiz bir şey yok. Daha önce de başımıza geldi, yaptık bunları. Ekibimiz de çok tecrübeli. Olası sorunları aşa aşa gidip kesinlikle uçacağız.” dedi.
TUSAŞ tarafından geliştirilen Hürjet, tek motorlu, tandem ve modern aviyonik suite sahip kokpiti ile üstün performans özelliklerini kullanarak kritik rol oynamak üzere tasarlandı. Hürjet projesi, Jet Tekamül Eğitimi kapsamında kullanılan T-38 uçakları ile akrotim gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türk Hava Kuvvetleri envanterine dahil edilmek üzere başlatıldı. Hürjet ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer alan T-38 uçakları ile akrobasi gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerine geçecek olan yeni nesil jet eğitim uçağının tasarlanması, üretilmesi, kalifikasyon ve sertifikasyon faaliyetlerinin tamamlanması hedefleniyor.
Proje kapsamında belirlenen konfigürasyonda ilk güvenli uçuş bugün gerçekleştirildi. Uçuş başarıyla yapıldı. Projenin sertifikasyon faaliyetlerinin 2025 yılı sonu itibarıyla tamamlanarak jet eğitim uçağı varyantının kullanıma sunulması da bu hedefler arasında yer alıyor.
Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma, 9’uncu ve 10’uncu uçuş testlerinde, Bayraktar Akıncı TİHA ile kol uçuşu gerçekleştirdi.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dünya havacılık tarihinde bir ilk; Bir Taarruzi İHA ve bir İnsansız Savaş Uçağı yakın kol uçuşunda otonom bir şekilde uçtu” dedi.HABERE GİT
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) son yıllarda icra ettiği operasyonlar çerçevesinde edinilen tecrübelere ilişkin ilave özelliklerin kazandırıldığı milli tank “Yeni Altay” adıyla yeniden tanımlandı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı projesiyle BMC Savunma tarafından üretilen iki Yeni Altay Tankı, Sakarya’da düzenlenen törenle test için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: SERİ ÜRETİME BAŞLAYACAĞIZ
Yerli ve milli olarak geliştirilen silahlı insansız deniz aracı MARLIN ilk defa güdümlü bir füze atışı gerçekleştirdi.
Konuyla ilgili Twitter hesabından bir paylaşım yapan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, şu ifadeleri kullandı: “İnsansız deniz araçlarımıza yeni kabiliyetler kazandırmayı sürdürüyoruz. MARLİN’den katı yakıtlı KUZGUN Seyir Füzesinin atışıyla bir SİDA’dan ilk defa güdümlü mühimmat atışı gerçekleşti. Bu alanda da en ileri seviyeye gitmeye kararlıyız!”
Demir paylaşımında füze atışına dair bir videoya da yer verdi. İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
TUSAŞ’ın geliştirdiği beşinci nesil jet uçak projesi Milli Muharip Uçak, piste çıktı.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Şehitlerimizin aziz hatırasına! Milli Muharip Uçak’ımızı 18 Mart’ta hangardan çıkaracağız demiştik. Uçağımız bugün pistin başında! Cumhurbaşkanımız Sn. @RTErdogan’ın liderliğinde inşallah gök vatanımızda süzülmesine de şahit olacağız.”
5’inci nesil çok rollü savaş uçağı olan MMU, hem hava-hava, hem de hava-yer muharebelerinin gereksinimleri için üstün kabiliyetler sağlamak için tasarlandı.
Türk Havacılık Uzay Sanayii’nin, yüksek hayatta kalma kabiliyetine haiz, güçlü ve atik platformu MMU, sahip olduğu akıllı ve güçlü savaş kabiliyetleri ile tam bir savaşçı olarak tanımlanıyor.
Türkiye’nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi olan TRG-230-İHA’nın test atışı gerçekleştirildi. Akıncı TİHA’dan fırlatılan füze 100 kilometre uzaktaki hedefi tam isabetle vurdu. Atış testine ilişkin görüntüler Roketsan’ın sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. TRG-230-İHA füzesi Çorlu Havalimanı’nda bulunan Akıncı TİHA’ya monte edildi. Buradan havalanan Akıncı TİHA, yaklaşık 700 kilometre mesafe katederek Sinop’taki atış sahasına ulaştı.
Ardından üzerindeki süpersonik füze ateşlendi. Füze 100 kilometre ötedeki hedefi tam isabetle vurdu. Türkiye’nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi olma özelliği taşıyan TRG-230-İHA,, 20 ile 150 kilometre uzaktaki hedeflerin nokta hassasiyetle vurulmasını sağlayacak.
Genel Maksat Helikopter Programı kapsamında üretilen ilk T70 Helikopteri, Jandarma Genel Komutanlığının kullanımına sunuldu.Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ana, ASELSAN, TEI, Alp Havacılık ve Sikorsky alt yükleniciliğinde üretilen T70 Genel Maksat Helikopteri’nin teslimatları başladı.
Program kapsamında, Sikorsky firmasının S70i Helikopteri’nden yola çıkılarak geliştirilen T70 Genel Maksat Helikopteri, Türkiye’de lisans altında üretim modeliyle, farklı kullanıcılara teslim edilecek.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünün helikopterin kullanıcıları olması planlanıyor.HABERE GİT
Milli Savunma Bakanlığı’nın Twitter’daki hesabından yapılan açıklamaya göre, Roketsan tarafından üretilen ve deniz platformları dikey atım lançer sistemi ihtiyacında dışa bağımlılığa son verecek MİDLAS’ın ilk atışlı testi başarıyla gerçekleştirildi. Dünyada sayılı ülkenin üretebildiği güverte altı dikey atım lançer sistemi MİDLAS, 2023’te ilk kez İstanbul fırkateynine entegre edilerek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine girecek. Böylece Türkiye, kendi tasarlayıp ürettiği gemisinden, kendi lançeri ve kendi hava savunma füzesini kullanabilen dünyadaki sayılı ülkelerden biri olacak. Açıklamada, “Ülkemizin deniz platformları dikey atım lançer sistemi ihtiyacında dışa bağımlılığına son verecek olan MİDLAS’ın hayata geçirilmesinde emeği geçenleri kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. MİDLAS şimdiden Deniz Kuvvetlerimize hayırlı olsun” denildi.
HAVELSAN, “dijital birlik” konsepti için bir süredir insansız kara, hava ve deniz araçları geliştirmek için çalışmalar yürütüyor.
Şirket, bu çalışmaların ilk örneği olarak, orta sınıf insansız kara aracı Barkan’ı geliştirdi. Güvenlik güçlerinin talepleri doğrultusunda yeni yetenekler kazanan Barkan’ın yakın zamanda envantere girmesi bekleniyor.
HAVELSAN, bu çalışmanın devamı olarak bir süredir ağır sınıf insansız kara aracına yönelik çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar sonunda da ortaya Kapgan çıktı.
İsmini “fatih” anlamına gelen Göktürk Kağanı “Kapgan Kağan”dan alan ağır sınıf insansız kara aracı, 30×113 milimetrelik silah sistemi ile dikkati çekiyor. Kara ve hava hedeflerine karşı zırh delici özelliği olan bu silah sistemi, 2000 metre etkin menzile caydırıcılık sağlayacak. Farklı tip ve kalibrelerdeki silah sistemleri de Kapgan’a entegre edilebilecek.
Kapgan, yüksek manevra kabiliyeti sağlayan tekerlekli yapısı ile her türlü hava ve arazi koşullarında, değişik görüş şartlarında üstün harekat kabiliyetine sahip olacak. Taktik sahada kullanılacak diğer faydalı yükler dışında gerekli görüldüğü durumlarda platform üzerinde yük taşınacak arayüzler bulunabilecek.
Kapgan, HAVELSAN Otonomi Paketi sayesinde otonom devriye, GPS bağımsız görev, dinamik güzergah planlama, link kaybında eve dönüş ve sürülebilir yol analizi yapabilme kabiliyeti ile elektronik harbe karşı yüksek seviye dayanım sağlayacak.
DRONELARLA İŞ BİRLİĞİ YAPACAK
Kapgan, 5 kilometre taktik veri linki, GSM ve uydu haberleşme altyapısı, 4 metre yükseltilebilir çevre gözetleme mastı ve yüksek teknoloji sensör sistemleri sayesinde çevreyi algılayarak gündüz/gece görüş ve faaliyet imkanı sunacak.
Araca entegre kablolu veya kablosuz drone sayesinde menzil yetersiz durumlarda da röle olarak kullanılabilecek, drone entegre modem üzerinden kesintisiz haberleşme sağlanabilecek, görüş dışında kalan bölgelerde kolaylıkla drone üzerinden gözetlenebilecek. Bu sayede aracın keşif, gözetleme ve operasyon kabiliyeti de artırılmış olacak.
Karma/sürü dijital birlik görev icrasına uygun olarak geliştirilen Kapgan, asimetrik tehditlere karşı etkin çözüm, otomatik hedef takibi, yüksek hareket kabiliyeti sayesinde meskun mahal operasyonları, keşif, gözetleme, devriye ve taktik intikallerinde ihtiyaç duyulan desteği, temel görevleri ve en önemlisi dijital muharebe alanlarının gereksinimlerini karşılayacak.
Robotik kol entegrasyonu ile ergonomik ve modüler yer komuta kontrol istasyonları da Kapgan’ın kolluk kuvvetlerinin yüksek vuruş yeteneğini artırmasını sağlayacak.
Kapgan, yerli ve özgün yazılımları, modüler mimarisi sayesinde farklı ihtiyaçlara yönelik farklı boyutlarda ve farklı tiplerde çeşitli görevleri yerine getirebilecek operasyonel konfigürasyon imkanına da sahip olacak.
Ağır sınıf insansız kara aracı, 1400 kilogram ağırlığa, 600 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip bulunuyor. Kapgan, saatte 25 kilometre hıza ulaşıyor, 6 saat operasyon gerçekleştirebiliyor. Kapgan, 5 kilometrenin üzerinde görüş hattı haberleşmesi, GSM haberleşmesi gibi yöntemlerle kumanda edilebiliyor.
Elektrikli motorlu araç, 0,5 metre engel aşma, 1,2 metre hendek geçişi gibi yeteneklerle operasyon gerçekleştiriyor.
Yerli füze ‘Tayfun’ başarıyla test edildi.Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ‘Tayfun Füze Sistemi Geliştirme Projesi’ kapsamında Roket Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (ROKETSAN) tarafından füze test atışı yapıldı.
Rize-Artvin Havalimanı’nda Milli Savunma Bakanlığı’na ait apronda, saat 06.50’de karadan denize yapılan uzun menzilli atışta yerli füze ‘Tayfun’, Sinop açıklarına fırlatıldı.
Füze hedefi başarı ile vurdu.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar…
Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, Havelsan ve özel bir tersane tarafından geliştirilen SANCAR su üstü insansız deniz aracının ilk testlerini tamamladığını açıkladı.
Demir “Gururla söyleyebiliriz ki sınıfının en iyi araçları yakın zamanda Türkiye ve dost-müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilir noktaya gelecek” ifadesini kullandı.
Otonom kabiliyetinin yanısıra uzaktan da kontrol edilebilen SANCAR 740 kilometre seyir menziline sahip olacak. Sancar SİDA, liman/üs koruma, arama/kurtarma, istihbarat, keşif, gözetleme, karakol, su üstü harbi, mayın karşı tedbirleri görevlerini otonom olarak yerine getirebilecek.VİDEO İZLE
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, CNN Türk canlı yayınında yerli silahlı insansız deniz aracı (SİDA) Marlin’in NATO tatbikatında yer aldığını söyledi.
NATO’nun Portekizce resmi hesabından yapılan paylaşımda da insansız deniz araçlarının; filoların korunmasındaki önemine vurgu yapılarak, gelecekte çok daha önemli bir rolü olacağı yazıldı.
Marlin’in birçok opsiyona sahip olduğuna dikkat çeken Demir, üzerine füzeler yerleştirilebildiği gibi elektronik harp sistemlerinin de entegre edilebildiğini söyledi.
Marlin’in üzerinde bulunan elektronik harp sistemi, dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. Bu haliyle Marlin, üzerinde elektronik harp sistemleri taşıyan dünya üzerindeki ilk insansız su üstü platformu.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, başkanlık bünyesinde faaliyet gösteren Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) tarafından milli imkanlarla geliştirilen, mini gözcü İHA sistemi TOGAN’ın ilk teslimatlarının yapıldığını açıkladı.
Savunma Sanayii Başkanı Demir, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Milli mühendislik çözümlerimizi güvenlik güçlerimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı geliştirdiğimiz döner kanatlı milli gözcü İHA’mız TOGAN’ın ilk teslimatlarını gerçekleştirdik. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz de, yaptığı yazılı açıklamada, “STM olarak Türkiye’de öncüsü olduğumuz taktik mini İHA sistemleri alanında, önemli bir teslimat daha gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Milli gözcü İHA’mız TOGAN, sahip olduğu özellikleri ile görülmeyeni görecek, takip edilemeyeni takip edecek. Gece ve gündüz etkin operasyon ve fiziki hedef takibi kabiliyetine sahip TOGAN, STM’nin diğer İHA’ları ile de müşterek operasyon gerçekleştirebiliyor. Taktik mini İHA’larımızın, GPS olmayan sahalarda görev yapabilmesi ve düşman elektronik harp tehdidinden etkilenmeksizin görev icrasını sağlayacak kabiliyetlerimizle de platformlarımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Mehmetçiğimizin sahadaki gücüne güç katacak TOGAN, ülkemize ve güvenlik güçlerimize hayırlı olsun” dedi.
Taktik seviye keşif, gözetleme ve istihbarat görevlerinde kullanmak üzere tasarlanan TOGAN, özgün uçuş kontrol sistemi ve görev planlama yazılımına sahip. Otonom şekilde havada görev değişimi/devri yapabilen TOGAN, operatörlere kesintisiz ve uzun süreli gözetleme kabiliyeti sunuyor. Tek bir TOGAN platformu, 10 kilometre menzilde 45 dakika boyunca görev yapabiliyor.
TOGAN, 30x optik zoom seviyeli gündüz ve kızılötesi görüntü sistemleri ile gece ve gündüz efektif operasyon imkanı sunuyor. Platform, özgün otopilot ve bilgisayarlı görü yazılımları sayesinde otonom olarak hareketli hedef takibi gerçekleştirebiliyor. Gelişmiş bilgisayarlı görü algoritmaları sayesinde hedef tespit, tanıma, teşhis ve teknik analiz yapabilen TOGAN, görüntü kıymetlendirme çalışmalarında kullanıcıya kolaylık sağlıyor. Görev değişimi özelliğiyle bir TOGAN’ın bataryası belli seviyenin altına geldiğinde, diğeri otomatik olarak görevi devralabiliyor ve bu sayede kullanıcıya kesintisiz kullanım sağlıyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, insansız hava aracı (İHA), jetler ve helikopterlere karşı etkili olan SUNGUR Silah Sistemi’nin ilk kafilesini Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) teslim ettiklerini bildirdi.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, portatif hava savunma füze sistemi SUNGUR’un, platformlardan sonra tek er tarafından omuzdan atılan versiyonuyla da Mehmetçiğin hizmetinde olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir şunları kaydetti, “İHA’lar, jetler ve helikopterlere karşı etkili olan SUNGUR Silah Sistemi’nin ilk kafilesini TSK’ya teslim ettik. Hayırlı olsun. SUNGUR Silah Sistemi, muadillerine göre daha uzun menzili ve düşman unsurlara gözün görme mesafesinden daha uzak mesafeden kilitlenme imkanı sunan, aldatmaya yönelik karşı tedbirlere dayanıklı Görüntüleyici Kızılötesi Arayıcı Başlığı ile öne çıkıyor.”
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Mini/Mikro İHA’ların imhası için ASELSAN’ın geliştirdiği ŞAHİN 40 mm Fiziksel İmha Sistemi’nin ilk kez envantere girdiğini belirtti.ŞAHİN 40 MİLİMETRE FİZİKSEL İMHA SİSTEMİGeliştirme sürecinde etkisiz hale getirdiği ikisi döner kanat, biri sabit kanatlı üç tipteki mini ve mikro İHA’nın sembolleri silah kulesinin üzerine işlendi. Benzer uygulamanın örnekleri düşman uçağını düşüren avcı uçaklarına, o ülkenin bayrağının işlenmesi şeklinde gerçekleştiriliyor.40 milimetre bomba atardan gönderilen yüksek hızlı akıllı mühimmatla hedeflerini etkisiz hale getiren Şahin, bir römork üzerine entegre edildi.
Milli hava-hava füzesi Gökdoğan’ın radar arayıcı başlıklı test atışı yapıldı. Böylece bu yıl Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmesi planlanan füze için önemli bir aşama daha tamamlanmış oldu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de Gökdoğan füzesine ilişkin Twitter hesabından paylaşımda bulundu.Demir, TÜBİTAK Sage tarafından yürütülen projeye ilişkin şunları kaydetti: “Gökdoğan görülmeyeni de vuracak! Göktuğ projemiz kapsamında testleri süren milli hava-hava füzelerimizden Gökdoğan Görüş Ötesi Füzemiz, radar arayıcı başlıkla atışını gerçekleştirdi ve önemli bir aşama daha tamamlandı. Gökdoğan ve Bozdoğan füzelerimizi bu yıl Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edeceğiz. Milletimize verdiğimiz bu bayram hediyesi için emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”
GÖKDOĞAN’IN TEST ATIŞI
Milli Savunma Bakanlığı, milli güdümlü mermi Atmaca’nın ilk kez mobil güdümlü mermi sistemiyle karadan denizdeki bir hedefe yapılan test atışının başarıyla yerine getirildiğini bildirdi.Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, satıhtan satha milli güdümlü mermi Atmaca’nın ilk kez mobil güdümlü mermi sistemiyle karadan denizdeki bir hedefe ateşlendiği belirtildi.Karadeniz’de bugün gerçekleştirilen test atışının başarıyla icra edildiğinin bildirildiği paylaşımda, atışa ilişkin görüntüye de yer verildi.
Demir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, milli denizaltı projesinde gelinen aşamaya ilişkin bilgi verdi.
STM500 denizaltısının ileri ve modern savaş sistemleriyle yapılacağını vurgulayan Demir, şunları kaydetti: “Milli denizaltı serüvenimizde tarihi adım. Türk mühendisleri tarafından tamamen milli imkanlarla tasarlanan STM500 denizaltısının üretim faaliyetine mukavim tekne test üretimiyle başlıyoruz. STM500 hem açık deniz hem de sığ sularda görev yapabilecek şekilde tasarlandı. Keşif gözetleme, özel kuvvetler harekatı, denizaltı harbi gibi taktik ihtiyaçlara cevap verecek donanımları bünyesinde barındıracak STM500, ileri ve modern savaş sistemleriyle donatılacak.”
Savunma Sanayii Başkanlığından (SSB) yapılan açıklamaya göre, Başkanlık, sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı Sürü İDA projesinde yeni bir aşamaya geçti. SSB tarafından başlatılan ve ASELSAN ile alt yüklenicisi KOBİ’lerce yürütülen İDA projesinde de çalışmalar sürüyor. ALBATROS-S Sürü İDA’dan sonra “ailenin yeni ve daha büyük üyesi” MİR İDA ASELSAN-Sefine Tersanesi iş birliğinde geliştirildi. İki İDA ilk kez birlikte görev yaptı.Açıklamada, görüşlerine yer verilen Demir, projeyle insansız deniz araçlarının sürü halinde farklı formasyonlar ve görevlerle kullanılmasını hedeflediklerini belirterek, bu kapsamda Sürü İDA’lara yeni yetenekler kazandırmaya devam ettiklerini bildirdi.
ROKETSAN, kara, deniz ve hava platformlarından atılabilecek, 150 kilometrenin üzerinde menzile sahip yeni nesil seyir füzesi Çakır’ı geliştirdiğini açıkladı.
ROKETSAN tesislerinde, ‘Çakır’ın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısına, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci katıldı.
Toplantıda verilen bilgilere göre, deniz, kara ve hava platformlarından atılabilen seyir füzesi ‘Çakır’, son teknoloji özellikleri ve etkili harp başlığı ile yüksek hasar gücüne sahip.
İnsansız hava ve deniz araçları, taktik tekerlekli kara araçları ve su üstü platformlardan atılabilen yeni seyir füzesi ‘Çakır’ın 150 kilometrenin üzerinde menzili bulunuyor. ‘Çakır’ın hedefleri arasında su üstü, kıyıya yakın kara ve su üstü, stratejik kara hedeflerinin yanı sıra alan hedefleri ve mağaralar bulunuyor. Kale Arge tarafından geliştirilen yerli ve milli KTJ-1750 turbo-jet motora sahip ‘Çakır’, tasarımının getirdiği çeviklik sayesinde, görev planlama sırasında tanımlanan 3 boyutlu dönüş noktalarını içeren görevleri kolaylıkla gerçekleştiriyor.
ROKETSAN’ın öz kaynakları ile başlatılan yerli ve milli seyir füzesi ‘Çakır’ın tasarım çalışmaları devam ederken ilk test atışı yıl içinde ‘Akıncı’dan yapılacak, platform entegrasyonu ise 2023’te hedefleniyor.
Edirne’nin Enez Kaymakamlığı, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı video paylaşımı ile tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen KB-5 kontrol tipi botun Enez Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı’nın envanterine girdiğini duyurdu.
Enez’de hizmet vermeye başlayan KB-5, Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterine giren beşinci bot oldu. Antalya’daki Ares Tersanesi’nde Yeni Tip Kontrol Bot Projesi kapsamında üretilen Kontrol Bot-5, 27 Ocak’ta Sahil Güvenlik Enez Karakol Komutanlığı’nda hizmete girdi.
12 metre boyundaki KB-5, 35 deniz mili maksimum sürate ulaşabiliyor. İktisadi sürati 24 deniz mili olan botun radar, elektronik harita, termal kamera ve 450 beygir güç üreten iki motoru bulunuyor. Hamilton su jeti sistemi ve kurtarma platformuna sahip, 3 mürettebat ve 14 kazazede taşıma kapasiteli olan KB-5, ortalama 200 deniz mili seyir sığası ile zorlu deniz şartlarında görev icra edebilecek özelliklere sahip.
ASELSAN, hava ve kara savunması görevleri için geliştirdiği Göker 35 milimetre Çok Maksatlı Silah Sistemi’ni göreve hazır hale getirdi.
ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı Göker ile atış testleri gerçekleştirdi. ASELSAN öz kaynaklarıyla yürütülen Göker 35 milimetre Çok Maksatlı Silah Sistemi’nin işletme testleri ve kabiliyet gösterim atışları, Milli Savunma Bakanlığı Karapınar Atış Alanı’nda tamamlandı.
Mini/mikro insansız hava aracı (İHA) sınıfında yer alan oldukça küçük ve zorlu hedefleri beklenenin çok üzerinde menzillerde imha etmeyi başaran sistem, aynı zamanda kara hedeflerine karşı da oldukça uzun menzillere kadar etkin olduğunu kanıtladı. Yapılan testler sistemin göreve hazır olduğunu ortaya koydu.
Göker Sistemi, sabit tesis ve sınır bölgelerinde konuşlanmak üzere, güncel çok alçak irtifa hava ve kara savunma ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlandı.
Sistem, “ATOM 35 milimetre Parçacıklı Mühimmat”ın güç çarpanı olarak kullanımıyla mini/mikro İHA, maket uçak, helikopter gibi hava hedeflerine karşı 4 kilometrenin üzerinde menzilde etkinlik sağlayacak. Kara hedeflerine karşı ise 5 kilometrenin üzerinde menzilde caydırıcılık sağlayacak sistem, geniş yükseliş ekseni kapsamasıyla özellikle dağlık alanlarda düşük alçalış açılarına atış imkanı verecek. Sistem, bu sayede hem kara hem de hava hedeflerine karşı yüksek başarımla sahada kullanım alanı sunacak.
Türk savunma sanayisi tarafından geliştirilen yüksek irtifa uzun menzilli hava savunma füzesi Siper’in atış testi başarıyla yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Uzun menzilli ve çok katmanlı milli hava savunma sistemimiz Siper’in geliştirme çalışmalarında bir aşamayı daha başarıyla tamamladık. 2023 yılında envantere almayı planladığımız Siper ile Gökvatanımıza karşı bütün tehditleri en güçlü şekilde bertaraf edeceğiz” ifadelerini kullandı.
ATIŞ TESTİNİN GÖRÜNTÜLERİ
Saldırı amaçlı drone ve insansız hava araçlarının (İHA) etkisiz hale getirecek Fedai’nin ilk uçuşu yakın zamanda gerçekleştirilecek. Bu ay içinde de gerçek dronlara karşı bir gösterimin yapılması hedefleniyor.
Fedai’nin, kamikaze İHA/drone saldırılarını durdurmak amacıyla geliştirilen bir koruma sistemi olduğu ama ihtiyaç doğrultusunda ilerleyen dönemde aracının kendisinin de saldırı amacıyla kullanılabileceği belirtildi.
Transvaro İcra Kurulu Üyesi Güray Ali Canlı, İHA’ların küçük ama etkili silahları olduğunu aktardı. Canlı planlı hamlelerle çok büyük hasar verebilecek saldırılar yapılabileceğini söyledi. Canlı geçen sene Suudi Arabistan’ın petrol rafinerilerine yapılan saldırıları örnek gösterdi.
Harp başlığındaki 10 bin parçacıkla tehdidi avlayacak
Troy Teknoloji Savunma Müdürü Sait Ersoy Bereketlioğlu ise Fedai’nin harp başlığına ilişkin bilgiler verdi.
Buna göre, Fedai’nin harp başlığında yaklaşık 10 bin parçacık yer alıyor. 1 kilogram termobarik etkili PBX patlayıcı kullanılan harp başlığının toplam ağırlığı ise 2,5 kilogramı buluyor.
Fedai’nin etkili menzil yarı çapı 25 metre olarak öngörülürken, bu durum sahada test edildi. Kullanılan patlayıcı anti-materyal ve termobarik etkinlik sağlıyor. Bu nedenle hedef Fedai’den çıkan parçacıklardan kurtulsa bile basınç etkisiyle etkisiz hale getirilecek. Fedai’de kullanılan patlayıcı da proje için yerli ve milli olarak geliştirilip üretildi.
Yüksek hareket kabiliyetine sahip ve uzaktan kumandalı İnsansız Kara Araçları’nın (İKA), Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinde kullanılmaya başlandığı duyuruldu.Milli Savunma Bakanlığının Twitter hesabından yapılan paylaşıma göre, muharebede, her türlü harekatta girilemeyen, gözetlenemeyen ve müdahale edilemeyen bölgelere emniyetli şekilde girilebilmesi, gözetlenebilmesi ve müdahale edilebilmesini sağlayan İKA’lar birliklere sevk edildi.Sistemle personel kaybının azaltılması, tehlikeli bölgelerde keşif ve gözetleme yapılması, düşman ateşi altındaki riskli görevlerin daha kolay yürütülmesi hedefleniyor.Sulardan geçebilen, yüksek hareket kabiliyetine sahip, uzaktan kumandalı İKA’lar, keşif ve gözetleme yapabilmenin yanı sıra yüksek engel aşma ve merdiven tırmanma özelliklerini taşıyor.
Cumhurbaşkanlığı Savuma Sanayii Başkanı İsmail Demir, insansız sistemler alanında sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı bir kabiliyeti daha yerli-milli olarak geliştirdiklerini söyledi.
Demir, “İnsansız deniz araçlarına sürü yeteneğinin kazandırılması, otonomi ve çeşitli görevlerin icrasını hedeflediğimiz Sürü İDA Projemizde ilk aşamayı tamamladık. Devamı gelecek.” dedi.
Demir’in verdiği bilgilere göre, Başkanlık ile ASELSAN arasında imzalanan sözleşmeyle başlanan Sürü İnsansız Deniz Aracı’na (İDA) yönelik proje kapsamında sürü mimarisinin oluşturulması, farklı formasyonların ve görevlerin denenmesi hedeflendi.
Proje için ASELSAN’ın Albatros insansız deniz aracı ailesine gelişmiş özellikleriyle Albatros-S katıldı.
Homojen ve heterojen dağıtık mimaride sürü oluşturulmasına imkan veren projede ASELSAN ve alt yüklenicileri tarafından yeni nesil yüksek manevra, denizcilik ve duruş kabiliyetli Albatros-S İDA geliştirildi. Proje kapsamında deniz ortamı için taktik örgüsel haberleşme yeteneği de oluşturuldu. Projede ilk aşama çalışmaları tamamlanırken farklı görev ve formasyonların deneneceği ikinci aşama faaliyetleri devam ediyor.
Yaklaşık 7 metre boyundaki İDA, 40 knot üstünde hıza, 200 deniz mili üzerinde seyir menziline ve önemli miktarda faydalı yük kapasitesine sahip bulunuyor.
Sürü İDA, yerli ve milli özgün haberleşme sistemi, kontrol sistemi, çoklu haberleşme sistem mimarisi, GNSS ve haberleşme olmayan ortamda göreve devam edebilme gibi kabiliyetlerle çeşitli zorluk ve engellemelere karşı güvenle görevini sürdürebilecek.
İDA’lar, sürü halinde otonom seyir, otonom formasyon değişimi, engelli ortamda otonom seyir ve otonom görev icrası gibi özellikleriyle Mavi Vatan’ın korunması ve kıyı emniyetinde önemli operasyonel kabiliyetler sunacak.
Türk savunma sanayisi tarafından geliştirilen platformlarda yer alacak makineli tüfek, jandarmanın kullanımına sunuldu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bir silah sisteminde daha dışa bağımlılığı bitiriyor, yerli ve milli üretimle güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuyoruz. Platformlar için 7,62 mm Makineli Tüfek PMT 7,62’nin ilk teslimatlarını Jandarma Genel Komutanlığına gerçekleştirdik. Hayırlı olsun, durmak yok, yola devam” ifadelerine yer verdi.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “HİSAR-O+ Hava Savunma Sistemi’miz en uzak menzil ve en yüksek irtifadaki testini, hedefini vurup imha ederek başarıyla geçti.” dedi.
Kahramankazan’da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerinde, TUSAŞ tarafından halihazırda yürütülen üç taarruz helikopteri projesinden biri olan “T629 Taarruz Helikopteri” görücüye çıktı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin yürüttüğü üç taarruz helikopteri projesinden bir tanesi olan T-629 sayesinde, Türkiye, beş tonluk T-129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri ile on tonluk Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri arasında bir ara platforma sahip olacak
İnsansız ve elektrikli yapıdaki T629 Taarruz Helikopteri’nin, özellikle Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için faydalı olacağı düşünülüyor. Yakın gelecekte envantere almayı planladığı TCG ANADOLU Amfibi Harp Gemisi için helikopter platformu ihtiyacı olan Türk Deniz Kuvvetleri’nin, T629 ile bu ihtiyacının önemli bir kısmını giderebileceği öngörülmekte.
Roketsan’ın geliştirdiği uzun menzilli gemisavar füzesi Atmaca’nın seri üretime geçiş test faaliyetleri Sinop’ta gerçekleştirildi.
Test atışlarını, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Vali Erol Karaömeroğlu da izledi.
Atışların ardından konuşan Oramiral Özbal, “Milli ürünümüz Atmaca dosta güven, düşmana korku salacak.” ifadesini kullandı.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de Twitter hesabı üzerinden atış denemelerine ait görüntüleri yayınladı.
Hedefin başarıyla imha edildiğini belirten İsmail Demir, “İlk milli gemisavar füzemiz #ATMACA, milli gemimiz TCG Kınalıada’dan atışında hedefi başarıyla imha etti. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Kahraman ordumuza hayırlı olsun!” ifadelerine yer verdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren “ilk milli silahlı drone” Songar, ilk kez bir zırhlı kara aracına entegre edildi.
ASİSGUARD tarafından özgün şekilde geliştirilen Songar’ın askeri kara aracına entegrasyonu da gerçekleştirildi. Otonom olarak insansız sürüş gerçekleştirebilen, gerektiğinde uzaktan kumanda edilebilen askeri kara aracına entegre edilen Songar, aracın üstün vuruş yeteneği kazanarak sahadaki başarısına katkı sunacak. Böylece kara aracına, güvenlik operasyonlarında hedefi önceden tespit ve imha etme konusunda önemli bir kabiliyet kazandırıldı.,
Songar silahlı drone sistemi sayesinde 4×4 askeri kara aracı havadan hedef bulma ve uzaktan silahlı operasyon yapabilme kabiliyetine sahip olacak. Askeri ve güvenlik amaçlı her türlü operasyonda hem gündüz hem gece etkin olarak görev yapan Songar, otonom iniş-kalkış yeteneğiyle asimetrik tehditlere müdahale için 7/24 hazır bekleyecek.
Songar’ın geliştirilmesinin ardından bir dizi çalışma yapıldı. Türk savunma sanayisinin yenilikçi sistemlerinden olan Songar’a otomatik makineli tüfekle bomba atar özelliklerinin eklenmesinden sonra TÜBİTAK SAGE’nin mühimmat sistemi Togan’ın entegrasyonu sağlandı. Böylece Songar, sahada daha güçlü ve maliyet etkin bir yapıya kavuşturuldu. Songar’ın kara aracına entegre edilmesiyle ürün geliştirme yol haritasında önemli bir aşama daha tamamlanmış oldu.
Askeri teknolojik sistem Songar, otomatik makineli tüfekle donatılarak 3 kilometre yarıçaplı bir menzil içinde görevini icra ediyor. Gerçek zamanlı görüntü aktarım sistemine sahip Songar, tekli veya çoklu drone sistemiyle hedef bölgenin belirlenmesi, tehdidi etkisiz hale getirme, operasyon sonrası hasar tespiti gibi kritik birçok görevi yerine getiriyor. Songar, sınır ve sınır ötesi güvenlik operasyonlarında kara aracı entegrasyonuyla, pusu veya tehditlere karşı havadan yüksek sayıda mermi atımıyla ve gerektiğinde taarruz amaçlı olarak da etkin şekilde kullanılabilecek.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde Deniz Kuvvetleri Komutanlığının hafif sınıf torpido ihtiyacını karşılamak için “324 milimetre Torpido Geliştirilmesi Projesi (ORKA)” başlatıldı.
SSB’den yapılan yazılı açıklamaya göre, ROKETSAN’ın ana yükleniciliğinde geliştirilecek “ORKA” ile bu alandaki dışa bağımlılık sona erecek.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının hafif sınıf torpido ihtiyacını karşılamak için başlatılan projenin imza töreni, SSB’de gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı, SSB, ROKETSAN ve ASELSAN’dan temsilciler katıldı.
Projeyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığının envanterinde bulunan ve envanterine alınabilecek su üstü platformlar ile deniz hava araçlarından denizaltılara karşı kullanılacak ORKA torpido silah sistemi, yerli ve milli olarak geliştirilecek.Hassas güdüm, navigasyon, gelişmiş arama ve hücum kabiliyetlerine sahip olacak ORKA, aldatma ve karıştırmaya karşı direnciyle hedef üstünde yüksek etkinlik sağlayacak.
ROKETSAN’ın gelecek yıl teslim edilmesi hedeflenen AKYA Ağır Sınıf Torpido Projesi’nde edindiği tecrübe de ORKA Projesi’ne aktarılacak.ORKA Projesi’nde, ana yüklenici ROKETSAN’ın yanı sıra ASELSAN da ana alt yüklenici olarak yer alacak. ORKA, Mavi Vatan’ın korunmasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne milli bir unsur olarak güç katacak.
Havelsan İnsansız Kara Aracı’nın (İKA) son halini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Paylaşım ile İKA’nın özellikleri belli oldu.
Azami hızı saatte 12 kilometre olan İKA, yüksüzken 450 kilogram ağırlığa sahip. Otonom sürüş ile görev kabiliyeti bulunan araç, tam donanımlıyken ise 650 kilogram ağırlığında.
7.62 mm uzaktan kumandalı silah sistemine sahip olan İKA, KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) silah sensörü ve robotik kola ev sahipliği yapıyor.
SSB’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında ilk iki denizaltının komuta kontrol sistemlerini tamamlayan Havelsan, 3. denizaltı olan Murat Reis’in de komuta kontrol sisteminin kurulumu ve detaylı testlerini tamamladı. Sistem, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, REİS sınıfı denizaltı tedarik projesinin, uzun vadeli stratejik yetkinliklerini ülkeye kazandırmaya yönelik çalışmaların bir parçası olduğuna dikkati çekerek, “Proje kapsamında denizaltıların tasarım yetkinliğinin kazanılması, donanımların yerli olarak üretilmesi, özellikle komuta kontrol sistemlerinin tüm yazılım ve donanımlarına hakimiyetin milli firmalarımıza kazandırılması konularında birçok firmamız projede kendi sistemleri veya teknoloji transferinin yapıldığı taraf olarak yer alıyor.” ifadelerini kullandı.
Demir, Havelsan tarafından denizaltı savaş yönetim sisteminin bu proje kapsamında geliştirildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:”Ayrıca 7’inci denizaltı diyebileceğimiz gerçek donanımlardan oluşan bir denizaltı komuta kontrol sistemi Havelsan’da konumlandırıldı. Bu sayede bu denizaltılarımıza yeni silah veya sensörlerin entegrasyonu gerekirse Havelsan tarafından komuta kontrol sisteminin yazılımları modifiye edilerek bu tesislerde gerçek donanımlar üzerinde test edilebilecek. Denizaltılarımıza monte edilecek komuta kontrol sistemi donanımları, yine Havelsan’ımızda bulunan Sistem Entegrasyon Laboratuvarı’nda bir araya getirilerek yoğun testlerden geçiriliyor ve daha sonra gerçek ortamına monte edilmek üzere denizaltıların inşa edildiği Gölcük Tersane Komutanlığına gönderiliyor. Bu sevkiyat, projenin 3’üncü denizaltısı olan Murat Reis’in komuta kontrol sisteminin başarıyla tamamlanması sonrasında gerçekleşti. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”
Komuta kontrol sistemi, akustik ve akustik olmayan sensörlerden gelen verilerin işlendiği, görüntülendiği, karar destek işlevlerinin yerine getirildiği ve silahların ateşlendiği sistemler olarak biliniyor. Denizaltılar için komuta kontrol sistemleri, “denizaltıların beyni” olarak tanımlanıyor.Deniz muharebelerinden istihbarat görevlerine kadar birçok kritik operasyonda kullanılan ve potansiyelleri sebebiyle kuvvet çarpanı sayılan denizaltılar, operasyonel verimliliğini ve güvenliğini en üst seviyeye taşıyacak komuta kontrol sistemlerine ihtiyaç duyuyor.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nden yapılan açıklamada, Aksungur’un kanat altlarındaki 6 istasyonun da doldurulduğu ve insansız hava aracının 12 adet mikro akıllı mühimmatı taşıdığı vurgulandı.
Açıklamada uçuşun 20 bin feet irtifada ve 28 saat sürdüğü belirtildi. 750 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip olan, gece/gündüz her türlü hava koşullarında istihbarat, gözetleme, keşif ve taarruz görevlerini gerçekleştirebilen Aksungur, geçtiğmiz günlerde de aralıksız 49 saat havada kaldığı bir uçuşla rekor kırmıştı.
TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan Okumuş, SARB-83 ve SERT-82’yi, projelerin belli bir aşamaya gelmesiyle IDEF 2019 fuarında kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Envanterdeki nüfuz edici bombanın (NEB-84) geliştiril me sürecinde elde edilen tecrübenin benzer mühimmatların gelişiminin yolunu açtığını belirten Okumuş, şöyle konuştu: “Uçak bombası olarak kullanılmayan, bildiğimiz kadarıyla ilk defa Türkiye’nin kullandığı bir teknoloji var, ardışık delicili harp başlığı teknolojisi. Bu teknolojiyi uçak bombalarında NEB-84 olarak dünyada ilk biz kullandık. Yerden atılan mühimmatlarda var ama uçak bombası olarak ardışık delicili yani çukur imlalı harp başlığı teknolojisi olarak yoktu. NEB-84’ten edindiğimiz tecrübeyle bunu Mark-83 (MK-83) geometrisinde ve kütlesinde yine ardışık delicili harp başlığı etkinliği olan bir mühimmat geliştirme projesi olarak öz kaynaklarımızla başlattık.”
MK-83 uçak bombalarında kullanılabilen tüm güdüm kitlerinin SARB-83’te de kullanılabileceğini ifade eden Okumuş, SARB-83 projesinin SERT-82’ye göre biraz daha hızlı ilerlediğini, bombanın alt sistem testleri ve çevresel testlerinin sonuçlandırıldığını ve projenin nihai testleri kapsamında son olarak kalifikasyon ve delici etkinliğini görme testlerinin tamamlandığını bildirdi.
Okumuş, testlerin gerçekleştirildiği Hedef Balistiği Raylı Sistem Dinamik Test Altyapısı’nın (HABRAS) çok önemli bir altyapı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: “NEB-84 testini İngiltere’de yapmak zorunda kalmıştık, bu altyapı yoktu. Artık kendi altyapımızda kendi geliştirdiğimiz mühimmatı, SARB-83’ü test etmiş olduk. Çok güzel görüntüler de aldık ve test de çok başarılı oldu. Yaklaşık 1,5 metrelik, 35 megapascal güçlendirilmiş duvarı SARB-83 mühimmatı ön delicisiyle deldi ve ana delici duvarın içinden geçerek etkinliğini gösterdi. SARB-83 yaklaşık saatte 300 kilometre hızla ilerledi, duvarı deldikten sonra ana delicimizin hızı yaklaşık saatte 280 kilometreydi. Yani 1,5 metrelik güçlendirilmiş duvarın yavaşlatma etkisi yüzde 10’dan bile az oldu. Bu gerçekten çok yüksek bir etkinlik göstergesi. SARB-83 için belki son kez uçaktan tamamen canlı bir atış yapılmasını planlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın ve Hava Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda gelecek taleplere göre seri üretimi yapılabilir durumda. SARB-83, yakın zamanda farklı güdüm kitleriyle kullanılabilecek stratejik bir mühimmatımız olarak kullanıma hazır.”
Türkiye’nin ilk deniz seyir füzesi “Atmaca” 200 kilometrenin üzerindeki hedefi başarıyla vurdu. Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “Atmaca’mız bu sefer uzun uçtu. Fonksiyonlarını mükemmel şekilde yerine getiren Atmaca seyir füzemiz envantere girmeye hazırlanıyor” ifadesini kullandı.
Atmaca Projesi, Deniz Kuvvetleri’nin MİLGEM platformlarında konuşlandırılacak gemiden gemiye seyir füzesi ihtiyacına yönelik başlatıldı.
Atmaca seyir füzeleri ROKETSAN, atış kontrol sistemleri ve diğer ekipmanlar ASELSAN tarafından yerli imkanlarla geliştirildi.
ASELSAN ile Katmerciler arasında imzalanan seri üretim sözleşmesi doğrultusunda “insansız mini tank” olarak da adlandırılan silahlı insansız kara araçları, 2021’de Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecek.
ASELSAN ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı arasında imzalanan silahlı sınıf insansız kara aracı temin sözleşmesi kapsamında, seri üretimine başlanacak silahlı insansız kara aracının uzaktan kumanda iletişim alt yapısı dahil tüm altyapı platformu Katmerciler tarafından geliştirildi.
Araç, keşif, gözetleme, hedef tespiti yapabilen, üzerine silah ve gözetleme sistemleri dahil ihtiyaç duyulan her türlü sistemin takılabildiği, uydu bağlantısı üzerinden uzaktan kontrol edilip yönetilebilen, otonom olarak kullanılabilme özelliğine sahip, zorlu yol, arazi ve iklim şartlarında üstün hareket kabiliyetine sahip dünyanın en önde gelen platformlarından biri olacak.
İnsansız kara aracı, her türlü arazi ve yolda üstün performans sergileyebiliyor. Zırh opsiyonu bulunan araç, uydu bağlantısıyla çok uzak mesafelerden kontrol edilebiliyor. Uzaktan kumanda birimiyle ise yakın alanda tüm fonksiyonlarıyla yönetilebiliyor. Çeşitli silah sistemlerinin monte edilebildiği platform, hareketli halde ve meyilli arazide atış ve yüksek isabet imkanı sunuyor.
Araç, ASELSAN tarafından geliştirilen Sarp Dual Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi’yle hedefi otomatik olarak tespit ve imha edebilecek. Araç, çok düşük termal iz özelliği taşıyor. Gece-gündüz, zorlu hava şartlarında ve iklimde kullanıma uygun olan aracın, elektrikli ve hibrit model seçenekleri bulunuyor.
Platform, ağır ve hafif silahlara sahip silah istasyonu, keşif gözetleme aracı, hasta ve yük taşıma aracı ve çıkartma operasyonlarına yardımcı görev alabilecek konfigürasyonlarıyla kullanıcıya geniş seçenekler sunuyor.
Üç ton yüklü ağırlık kapasitesine sahip araç, kompakt ebatına rağmen üst sınıf zırhlı araçlarda bulunan bütün zorlu performans ve arazı testlerinin tamamını başarıyla yerine getirebiliyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı için Milli Savunma Bakanlığı ile imzalanan Portatif Termal Kamera sözleşmesi kapsamında son parti teslimatı gerçekleştirildi. Böylece sözleşme kapsamında tüm teslimat yükümlülükleri başarıyla tamamlanarak sistemler Kara Kuvvetleri Komutanlığının kullanımına sunulmuş oldu.
Dragoneye Sistemi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından özellikle sınır birliklerinde ve karakollarda yoğun ve etkin şekilde kullanılıyor.
Soğutmalı Termal Kamera, Yüksek Çözünürlüklü Gündüz Kamerası, Lazer Mesafe Ölçer, Dijital Manyetik Pusula ve GPS alt sistemlerini içeren entegre bir elektro-optik sensör sistemi olan Dragoneye, araç üstü ve sabit kullanım amacıyla olmak üzere iki farklı konfigürasyonda üretiliyor.
Türk savunma sanayisinin son dönemde en dikkati çeken ürünlerinden “kamikaze drone”lar yakın zamanda ”Alpagu” ile çeşitlenecek.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye’ye “kamikaze drone” olarak bilinen vurucu insansız hava araçlarını (İHA) kazandıran STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, bu alandaki ürün çeşitliliğini ve araçların yeteneklerini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Ağırlığı 2 kilogramın altındaki Alpagu’ya dünyada benzer niteliklerde yalnızca 2 platform bulunuyor.
Alpagu, küçük boyutu ve hafifliğine rağmen üzerinde hedefini etkisiz hale getirebilecek kadar patlayıcı taşıyor, çok uzak mesafelerde görev yapabiliyor ve tek bir asker tarafından kolayca taşınıp görev alanında çok hızlı kullanılabiliyor. Alpagu ayrıca üzerideki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir sürpriz etkisi ve operasyonel üstünlük sağlıyor.
Zorlu bir geliştirme sürecini başarıyla tamamlayan STM, sahada yoğun testlere devam ediyor. Lançerden fırlatma, uçuş, hedefe ulaşma ve etkisiz hale getirme kabiliyetleri test edilen ve iyileştirilen Alpagu, oldukça başarılı sonuçlara ulaştı. Nihai testlerin çok kısa sürede sona ermesi ve yıl sonuna doğru Alpagu’nun Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Alpagu, sahip olduğu üstün kabiliyetler yanında, sürü olarak kullanılabilme yeteneği, farklı platformlara entegre olabilmesi gibi özelliklerle dünyada çok az muadili bulunan rakiplerinden ayrışıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, beton delici mühimmat olarak tasarlanan ve harp başlığı teknolojisine sahip SARB-83’ün test görüntüsüne ilişkin videoya yer verdi.
SARB-83’ün ilklere imza atarak testi geçtiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti: “Türkiye’de ilk kez ardışık delici teknolojisine sahip canlı mühimmat test edildi. HABRAS altyapısı sayesinde, gizli mühimmat projelerinin düşük maliyetlerle kısa sürede test edilebilmesi artık mümkün.”
Türkiye’nin orta menzilli ilk yerli füze motoru (TEI-TJ300), Eskişehir’de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katıldığı törende test edildi.
Bakan Varank törende yaptığı açıklamada “TJ300 adlı turbo jet motorun ateşlemesini gerçekleştirdik. Bu motorlar orta menzilli gemisavar füzelerinde kullanılmak üzere tasarlandı” dedi.
TÜBİTAK, TEI ve Roketsan’ın iş birliğiyle üretilen “Türkiye’nin Orta Menzil Gemi Savar (OMGS) ilk Hava Solumalı Füze Motoru” TEI-TJ300, dar bir çapta 1300 nevton itki üretebiliyor. Milli tasarım füze motoru, 5 bin fitlik irtifada ses hızının yüzde 90’ına varan yüksek hızlarda çalışabilme özelliğine sahip.
Sistem, saniyeler içinde yeterli itkiye ulaşacak şekilde geliştirildi. Milli tasarım füze motorunun marşa (başlatıcı sistem) ihtiyaç olmadan kanat altı rüzgarı ile çalışma özelliği mevcut.
Füze motoru, boyutlarındaki zorlayıcı kısıtlar nedeniyle hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uyacak şekilde tasarlandı.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya’daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı “AK40-GL” bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti.
Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı “bomba atar” ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
Özgün tasarımının sağladığı avantajla sağ ve sol elle de kullanılabilen bomba atarda, görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatı bulunuyor.
Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB’nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik’in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.
Songar’ın teslimatı ile birlikte, Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerine kazandırdığı milli sistemlere bir yenisi eklenmiş oldu.
ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar, ”Ülkemizin ilk silahlı milli drone sistemi olma özelliği taşıyan Songar, hedef bölgenin tespitinden tehdidi etkisiz hale getirmeye, operasyon sonrası hasar belirlenmesinden gerçek zamanlı görüntü aktarımına kadar kritik birçok görevi icra edebiliyor. Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev yapabilen Songar’ın güvenlik operasyonlarında önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz. Yerli sanayimizi yenilikçi milli teknolojilerle ileri taşımaya odaklanarak yatırımlarımıza devam ederken, Songar’a yeni gelişmiş özellikler kazandırmak üzere de çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
“Bora” balistik füzeleri operasyon kapsamında ilk kez kullanıldı. İşte yerli yapım Bora’nın öne çıkan özellikleri… Roketsan tarafından geliştirilen Bora füzesi 610 mm çaplı.
Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve uzaklaş taktiğini başarıyla uyguluyor.
Sistem, farklı marka ve modellerde araç, telsiz, güç sistemi, seyrüsefer sistemi gibi alt sistemlere sahip olacak şekilde kullanıcının lojistik altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı versiyonlarda tasarlanabiliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Demir, ”1, 3 ve 6 kg ağırlığında üç tip Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı prototipi yerli olarak geliştirildi” dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Demir açıklamasına, ”İnsansız teknolojiler üzerinde çalışmalarımız sürüyor” şeklinde başladı.
Demir açıklamasına, ”Mağara, meskûn mahal, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında güvenlik birimlerimizin minik yardımcıları olacaklar” şeklinde devam etti.
İşte Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı’nın özellikleri…
Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor. Menfez geçişi bulunuyor. Merdiven çıkabiliyor. Alternatif silah modülü bulunuyor. Keşif ve gözetleme modülüne sahip.Sudan geçebiliyor.
ASELSAN tarafından geliştirilen Deniz Elektronik Harp Süiti’nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı akıllı Nano İnsansız Hava Aracı’nı (İHA) TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde (TEKNOFEST İstanbul) görücüye çıkardı.
Araç keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı olarak açık ve kapalı mekanlarda görev icra edebilmek amacı ile geleştirildi.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, “Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76’ya monte edilerek kullanılabiliyor.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı’nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi.
Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği – MPT76’ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
“Tüfeğe Monte Lazer Sistemi’ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76’ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor.”
Yeniay, silahın Türk mühendisliğinin başarısı olduğuna dikkati çekerek, “Dünyada bu güçte taşınabilir ilk lazer silahını geliştirdik. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kullanımda yok. Yakında olacak.” dedi.
Türk savunma sanayi firması FNSS Savunma Sistemleri’nin Zırhlı Amfibi Hücum Aracının (ZAHA) ön prototipinin tanıtımı yapıldı.
FNSS üst yöneticisi Nail Kurt, 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2019) bulunan FNSS standında gerçekleştirilen lansmanda ZAHA gibi araçları az sayıda ülkenin üretebildiğini söyledi.
Kurt, Türk Deniz Kuvvetleri’nin 20. yüzyıl muharebe alanı gereksinimleri uyarınca ortaya çıkmış bir ihtiyaç olan ZAHA’nın, havuzlu çıkarma gemilerinde konuşlandırılacağını belirtti.
Nail Kurt, “Belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde Savunma Sanayii Başkanlığı ve FNSS arasında imzalanan ZAHA projesi kapsamında tasarım ve üretim yapılacak. Bu sözleşme kapsamında 27 adet araç teslim edilecek, bu araçlardan 23’ü personel taşıyıcı, 2 âdeti adet komuta kontrol, 2 adeti de kurtarma aracı. Sözleşme şartları gereği teslimatlar 2021’de başlayacak 2022’de tamamlanacak.” dedi.
Aracın testlerinin gelecek sene tamamlanacağının altını çizen Kurt, istekler gereği 15 deniz miline kadar denizde hareket kabiliyeti olduğunu dile getirdi.
Kurt, içlerinde 21 personelle, yine tanımlanan hızlarda personel koruma altında sahile çıkacağına işaret ederek, sahilde ve karada bir zırhlı personel taşıyıcıyla kara harekatına devam edeceğini anlattı.
Bu aracın NATO’da sadece bir ülkede olduğunun altını çizen Kurt, “Başka bir projeden uyarlanmış bir araç değil. Mayın ve balistik koruması, personel taşıma kapasitesi, kara ve deniz harekatında diğer rakiplerinden daha üstün bir araç.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Şeker de, ZAHA gibi büyük projeleri program olarak gördüğünü ve bu tür projelerde birçok KOBİ’nin de katkısının olduğunu söyledi.
Türkiye’nin roket ve füze alanındaki lider şirketi ROKETSAN ise, tank mühimmatı Tanok’u ilk kez 14’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’19) sergiliyor.
120 milimetre Lazer Güdümlü Füze Tanok, tanklar ve diğer yüksek kalibre namlulu silahlarda kullanılan geleneksel topçu mühimmatlarına alternatif olacak, yenilikçi bir seçenek olarak geliştirildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) lazer güdümlü tanksavar topçu mühimmatı ihtiyacının karşılanması amacıyla tasarlanan Tanok, düşük ağırlığı ve kullanıcıya zarar vermeyen fırlatma motoru sayesinde portatif olarak kullanılabilme veya kara araçlarından atılabilme kabiliyetine sahip bulunuyor.
Modern muharebe sahasının ihtiyaçlarına; yüksek etkinlik, hassasiyet ve maliyet etkin bir çözüm sunmak üzere geliştirilen Tanok, mevcut tanklar tarafından kullanılmaya uygun bir mühimmat seçeneği sunuyor.
Dünyada sadece ABD’de olduğu belirtilen insansız kara aracının benzeri yerli ve milli imkanlarla Ankara’da Türk firması tarafından üretildi. ‘BOĞAÇ’ adı verilen 6×6 insansız kara aracı, en zorlu arazi koşullarında zorlanmadan ilerliyor, üzerindeki ‘Atış Tespit Sistemi’ ile düşman ateşini tespit edip, yine üzerindeki ‘Uzaktan Komutalı Silah Kulesi’ ile hedefi ateş altına alabiliyor.
Firma sahibi Ferhat Uğur, ilk defa Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda (IDEF) sergilenen BOĞAÇ’ın sınır ötesinde ve sınırda, hatta talep edilen tüm özel alanlarda görev yapabileceğini söyledi. Ferhat Uğur, daha önce de Türk güvenlik güçlerinin ihtiyaçları doğrultusunda insansız bomba imha, mayın tarama ve silahlı operasyon robotları ürettiklerini belirterek, dünyada otonom sistemlere geçişin şart olduğunu ifade etti.
ABD’nin Meksika sınırında artık otonom araçlar kullandığına dikkat çeken Uğur, şöyle devam etti:”Türkiye’de emniyet güçlerimiz bu tarz otonom araçlar kullanmak yerine bu görevi kendileri yapıyorlar. Bu bize bir yük getiriyor. Her türlü hava şartlarında silah taşıyoruz, mühimmat taşıyoruz, dolayısı ile biz onların yükünü hafifletmek istedik. Bu yüzden bir otonom araç yaptık. Üzerinde yük taşıyabiliyorsunuz. Biz bunu ‘6×6 teknolojik bir katır’a benzetiyoruz. İçinde gömülü bir silah sistemi var. Dünyadaki rakiplerinde silahlar hep gövdeye monte edilmiş ve bu sebeple düşman tarafından ele geçirildiği durumlar olabiliyor. Biz, silahı içine gömelim gerektiği zaman eğer üzerine gelen bir mermi veya saldırı varsa silahlar anında dışarı çıksın ve gerekli işlemi yapsın istedik.”
Türkiye’nin global kara sistemleri üreticisi Otokar’ın, savunma sanayisindeki iddiasını farklı bir boyuta taşıyan Akrep II ürün ailesine yönelik çalışmaları sürüyor. Ailenin ilk üyesi, aynı zamanda Türkiye’nin ilk elektrikli zırhlı aracı “Akrep IIe” araziye çıkmaya başladı.
Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, 1995’te geliştirdiği, yurt içinde ve ihracat pazarlarında kendini kanıtlayan Akrep zırhlı araç ailesini baz alarak tasarladığı yeni nesil Akrep II zırhlı araç ürün ailesini ilk kez bu yılki 14’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’19) tanıttı.
NATO ve Birleşmiş Milletlerin tedarikçisi olan Otokar’ın, savunma sanayisinde güncel beklenti ve gelecekteki tehditlere karşı bilgi birikimi ve yüksek teknolojiyi kullanarak geliştirdiği yeni nesil Akrep II, gelişmiş özellikleriyle modern orduların tüm beklentilerini karşılayacak.
Otokar’ın zırhlı keşif ve silah platformu olarak tasarladığı Akrep II 4×4 yeni nesil zırhlı araç ailesi, düşük silueti ile orduların güncel ve gelecek ihtiyaçlarına cevap verebilmek için tasarlandı.
Her arazi koşulundaki hareket performansının yanı sıra eşsiz manevra kabiliyetine sahip araç, elektrik, dizel ve hibrit gibi alternatif güç gruplarının kullanılmasına imkan verebilecek bir altyapı üzerine inşa edildi.
Güç üretim ve aktarma sistemleri, sensörler, bilgisayarlar, haberleşme ve hedefleme sistemlerinin tek bir sistemde entegre edildiği Akrep II, otonom araçlara doğru geçişi hızlandıracak bir altyapı sunuyor.
ROKETSAN, füze ürün ailesinin en yeni üyelerinden olan Yatağan Füze Sistemi’ni,14’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’19) tanıttı.
Tek piyade tarafından mevcut bombaatar silahlarıyla kullanılabilecek şekilde tasarlanan Yatağan, meskun mahal muharebelerine; hassasiyet, menzil ve hedefe yönelmiş tahrip gücü getiriyor.
Yatağan, hafifliği ve hassasiyeti ile insansız kara, deniz ve mini insansız hava araçlarının da silahı olabilecek.
Türkiye’nin zırhlı kara aracı üreticilerinden BMC, 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’19) Çok Amaçlı Zırhlı Araç Amazon’un yeni teknolojilerle otonom sürüş yeteneği kazandırılan prototipini ilk kez sergiledi.
BMC’nin Sakarya Karasu Fabrikası’nın temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tanıtılan Amazon, monokok gövdesi ve özel V tabanıyla mayın, balistik ve el yapımı patlayıcılara karşı uluslararası standartlara koruma seviyesine sahip bulunuyor. Amazon, üstün koruma özellikleri ve geniş kullanım alanlarının yanı sıra kullanıcılarına yüksek manevra kabiliyeti sunuyor.
Günümüz meskun mahal ve asimetrik savaş ortamları için özel olarak geliştirilen araç, BMC’nin yenilikçi teknolojilerini hayata geçirdiği özel proje olarak dikkati çekiyor. Amazon 4×4 Çok Amaçlı Zırhlı Araç, insansız ve uzaktan kumandalı olarak da görev yapabiliyor.
Son olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları dikkate alınarak, Askeri Sürücüsüz Araç Prototipi Projesi başlatıldı. Proje kapsamında sahada kendini kanıtlayan uzun menzile sahip Amazon’un tam otonom versiyonu sunuluyor.
Elektronik Kontrollü Sürüş Sistemi’ne ve başta gerçek zamanlı haritalama ve yapay zeka ile çevre farkındalığı gibi teknolojilere sahip olan araç, tanımlı koşullar altında herhangi bir müdahale olmaksızın otonom sürüş gerçekleştirebilecek.
Askeri Sürücüsüz Araç Prototipi, opsiyonel olarak uzaktan bir operatör müdahalesi ile de görev yapabilecek.
Araç, girilmesi zor ve tehlikeli yerlerde, silahlı kuvvetler için veya yardım amaçlı askeri ve sivil görevlerde risk olmaksızın kullanılabilecek.
TUSAŞ tarafından üretilen ve Pakistan ile imzalanan ihracat sözleşmesinin ardından Latin Amerika ülkelerinin de dikkatini çeken yerli Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK’ın burun kısmında yer alan 20 mm’lik toplar, artık Türkiye’de üretilecek.
Savunma Sanayi Başkanlığı, ‘Cumhurbaşkanlığı İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nda yer alan ’20 MM Top Geliştirilmesi Projesi için TR Mekatronik Sistemler AŞ ile sözleşme imzalandı.
Projeye göre, 20 mm burun topunun tüm kritik alt sistemleri ve bileşenleri yurtiçinde tasarlanacak ve 30 ay içerisinde prototipler üretilecek.
Seri üretime geçilmesinin ardından sistem farklı kara, hava ve deniz platformlarından da kullanılacak.
Aksaray atış alanında Savunma Sanayii Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, ASELSAN ve ROKETSAN temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen atışlarda yeni bir aşama daha başarıyla gerçekleştirildi. Gelişmeyi Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden duyurdu.
Hisar-A’nın (alçak irtifa) 2021’de, Hisar-O’nun (orta irtifa) 2022’de silahlı kuvvetlere teslim edilmesi planlanıyor.
Milli Savunma Bakanlığı Halkla İlişkiler Daire Başkanlığınca 2018 içinde ve yıl sonundan itibaren bugüne kadar geçen sürede meydana gelen olaylarla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan metni okuyan Tanıtım Subayı Deniz Binbaşı Nadide Şebnem Aktop, yerli ve milli uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi Siper için ilk adımın atıldığını söyledi
Türk savunma sanayisinin insansız hava aracı/silahlı insansız hava aracı (İHA/SİHA) üreticisi Baykar, araçların ve üzerlerindeki faydalı yüklerin komuta edildiği yer kontrol istasyonu için mobil çözüm geliştirdi.
Baykar, son dönemde ülke içinde ve sınır ötesinde etkin olarak kullanılan ve 66 bin saat uçuş süresine ulaşan Bayraktar TB2 ile sahada edindiği deneyimleri sistemin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Baykar mühendislerinin bilfiil sahada yer alıp ortaya çıkan ihtiyaçlara anında müdahale etmesi aynı zamanda yeni çözümlere de kapı aralıyor.
Yeni teknolojilerle birlikte güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarına yönelik sunulan ürünler de çeşitleniyor.
Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı kategorisinde yer alan, küçük boyut ve yarım kilogramın altında ağırlığa sahip TRobot, keşif-gözetleme kabiliyetleriyle dikkati çekiyor.
Yapılan açıklamaya göre, TRobot adındaki bu araç, operasyon kamerası olarak kullanılacak.
HayZek Savunma Müdürü Nazmi Türkeş, aracın mağara ya da kapalı alanlarda bomba, silah, tuzaklama olup olmadığının tespitinde kullanılabildiğini belirtti. Bu sayede güvenlik güçleri tehlike arz eden bölgelere girmeden durumu kontrol edebilecek.
Savunma Sanayii Başkanlığı yönetiminde Kılıç Küp Uydusu (KILIÇSAT) ismiyle yeni bir Ar-Ge projesi başlatıldı.
Projeyle, yerli ve milli olarak geliştirilen X-Bant LNA (Low Noise Amplifier-Düşük Gürültülü Yükselteç) modülüne uzayda tarihçe kazandırılacak, seyir halindeki gemiler ile diğer kaynaklardan yayınlanan AIS (Automatic Identification System-Otomatik Tanımlama Sistemi) verileri toplanarak yer istasyonuna indirilecek. Bu amaçla Alçak Dünya Yörüngesi’nde görev yapacak bir küp uydu geliştirilecek.
MK-84 ve NEB genel maksat bombalarında belirli modifikasyonlar yaparak bombaları akıllı bombalara dönüştüren Hassas Güdüm Kiti (HGK), bir süredir test aşamasındaydı.
Üretim sürecini ASELSAN’ın üstlendiği HGK, test ve üretim sürecinin tamamlanması sonucunda envantere giriş yaptı.
Saatte 120 kilometre hıza ulaşabilecek Ateş, yüzde 30 yan eğim, yüzde 60 tırmanabilirlik yeteneklerine sahip bulunuyor.
Araç, 100 santimetrelik sudan geçebiliyor, 45 santimetrelik dik engelleri aşabiliyor, 100 santimetrelik hendeklerden geçebiliyor.
Ateş, KBRN hava filtre sistemi, hidrolik kurtarma vinci, otomatik yangın söndürme ve infilak bastırma sistemi, bağımsız süspansiyon, diferansiyel kilitleri gibi donanımlar barındırıyor. Motor gücü 400 beygir olan araç, azami 700 kilometre menzile sahip bulunuyor.
Araç, ASELSAN’ın Acar Kara Gözetleme Radarı, Şahingözü-OD Elektro-Optik Sensör Sistemi ve Seda (Yankı) Atış Yeri Tespit Sistemi ile etkin bir sınır güvenliği sağlayacak.
TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen ve üretimini ROKETSAN’ın yaptığı yerli cruise füzesi Som’un menzili 180 kilometrenin üstünde.
Cirit Türkiye’nin roket ve füze sistemleri üreticisi ROKETSAN tarafından geliştirildi.
Erdoğan, savunma sanayi ve yerli teknoloji çalışmalarından bir başka özgün ürününün de TÜBİTAK BİLGEM tarafından yürütülen “Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Geliştirilmesi”, kısa adıyla “Işın Projesi” olduğunu aktararak, canlı yayında sistemin test edilmesi emrini verdi.
20 kilovatlık milli lazer silah ile 1.5 kilometre mesafedeki 3mm kalınlığında çelik hedefi tahrip edildi.
Hafif zırhlı/zırhsız sabit ve hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyete sahip, sınıfının en uzun menzilli füzesi Cirit, ATAK helikopterlerince de kullanılmaya başlandı.
Türkiye’nin ilk yerli Kaideye Manteli Stinger‘i (KMS) olan Zıpkın, ASELSAN tarafından üretildi. Zıpkın TSK envanterindeki yerini 20 Ekim 2004‘te almıştı.
Modern elektronik algılayıcı cihazların yer aldığı “Kayı Sınır Güvenlik Sistemi Hatay sınırında hizmet veriyor.
Türk yapımı cihazların yer aldığı elektronik sistem sayesinde sınıra yaklaşan İHA, araç veya insanlar tespit edilip, komuta merkezi uyarılıyor. Sınırda kaydedilen tüm görüntüler tek merkezde toplanılıyor ve kameralar tehdit oluşturan nesneye otomatik odaklanıyor. Radar karıştırıcı cihazların da bulunduğu sistem, her türlü tehditte komuta merkezindeki güvenlik güçlerine bilgi aktarıyor.
Lazer güdümlü füze L-UMTAS’ın atış testleri ve milli imkanlarla üretilen Atak helikopterine entegrasyon çalışmaları geçtiğimiz yıl başarıyla sonuçlandırıldı. UMTAS’lar Atak helikopterlerinde kullanılabiliniyor.
Türk savunma sanayisinin önde gelen zırhlı kara aracı üreticilerinden FNSS ile Endonezyalı PT Pindad firması tarafından Türkiye’de tasarlanan ve geliştirilen orta ağırlık sınıfı tank Kaplan MT, Endonezya’daki kalifikasyon testlerinden başarıyla geçerek seri üretime hazır hale geldi.
KAPLAN MT’nin Teknik Özellikleri şöyle…
Azami Yol Hızı: 70 km/sa
Yol Menzili: 450 km
Azami Meyil Tırmanma: %60
Azami Yan Meyil: %30
Dik Engel Aşma: 0,90 m
Hendek Aşma: 2,00 m
Motor:Dizel
Transmisyon: Tam Otomatik
Mürettebat: 3 (Sürücü, Nişancı ve Komutan)
Ana Silah: 105 mm Top
İkincil Silah: 7,62 mm Eş Eksenli Makinalı Tüfek
Tamamen yerli üretim olan Wattozz, 4 yıllık çalışmaların ardından sonunda piyasaya çıkıyor.
Albayraklar Savunma A.Ş tarafından geliştirilen, milli enerji silahı Wattozz barındırmış olduğu özelliklerle oldukça dikkat çekiyor.
Wattozz‘un uzaktan kontrol edilebilen mermileri 10 metreye kadar kadar etkili olacağı düzenlenen etkinlik sırasında açıklandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
İleri gözetleme, anti- tank ve komuta kontrol gibi özel maksatlı görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış bir araçtır.
Araç tüm operasyonel gereksinimlere cevap verecek şekilde kurgulanmıştır.
25-30 Bg/ton gücündeki araç 1.9 m’lik düşük bir siluete ve amfibi özelliğe sahiptir. 5 kişilik mürettebatı bulunan araç hiçbir hazırlık gerektirmeden derin ve akıntılı suda operasyon yapabilir.
Aracın sudaki arttırılmış manevra kabiliyeti ise, arkasında konumlandırılan iki adet su jeti ile sağlanmaktadır. Araç, suda nokta (Pivot) dönüşü yapabilmekte ve aynı zamanda arzu edildiğinde suda geri istikamete doğru hareket edebilme kabiliyetine sahip.
Pars, mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı olan aracın gövdesi, balistik malzemeden üretildi. CH-47 Chinook ağır yük helikopteri dahil her türlü askeri kargo uçağı ile taşınabiliyor.
Konya’da bir yazılım firması, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü PKK’ya karşı mücadele veren asker ve polisin kullanabilmesi için ‘Ankerot’ adını verdiği tank görünümlü uzaktan kumandalı mini insansız araç üretti.
Türk ordusunun amfibik zırhlı aracı Kunduz-Azmim, hem karada hem de suda görev yapabiliyor.
FNSS tarafından üretilen zırhlı istihkam aracı, savaş sırasında en kritik bölgelerde dahi görev alabiliyor.
Aracın üzerinde; termal kamera, sis havanları, 2 adet su jeti, iklimlendirme ve KBRN Sistemi, Balast boşaltma sistemi, dozer bıçağı yer alıyor.
2 personelin kullandığı araç; karada saatte 45, su da ise 8.6 kilometre hız yapabiliyor. Azami 400 kilometre yol yapabilen zırhlı araç, nokta dönüşü de yapabiliyor.
Yüksek taktik ve teknik özelliklere sahip yeni nesil çok tekerlekli modüler bir araç olan ARMA; üstün hareket kabiliyeti, yüksek mayın ve balistik koruma ile orta ve yüksek kalibre silah sistemi entegrasyon opsiyonlarına sahip. Arma, en zorlu arazi koşullarında bile hizmet verebilmekte.
Adını korunması yönüyle Kirpiden alan bu araç BMC tarafından üretilmekte. Tasarım ve üretim amacı mayına karşı dayanıklı zırhlı personel taşıyıcı olan kirpinin başlıca kullanıcısı Türk Silahlı Kuvvetleridir.
Tulpar, A400M ile taşınabilirlik, modüler koruma yapısı, elektronik alt yapı ve düşük siluet gibi teknik ve taktik özellikleri ile geleceğin zırhlı muharebe aracı. Geniş iç hacmi, yüksek taşıma kapasitesi ve esnek mimarisi ile gelecekte ortaya çıkabilecek zırh ve görev donanımı ihtiyaçlarına cevap verebilecek genişleme kapasitesine sahip.
Otokar firmasının ürettiği bir diğer zırhlı personel taşıyıcı ise Otokal Ural. Tamamı zırh sacından üretilmiş personel kabini ile farklı tehditlere karşı sağladığı üst seviye personel korumasına ilave olarak; geniş iç hacmi ve koltuk ara mesafeleri, ergonomik tam boy koltukları, süspansiyonu ve sınıfındaki en büyük lastik ebadı sayesinde personel konforunu da en üst seviyede tutuyor.
Otokar Cobra, Otokar firması tarafından 1997 yılında üretimine başlanan bir zırhlı personel taşıyıcı aracı. Azami 110 km hıza çıkabilen araçta bir adet 1 × 7.62 mm veya 12.7 mm makineli tüfek bulunuyor.
9 personel taşıma kapasiteli lastik tekerlekli 4×4 Cobra Zırhlı Aracın amfibik versiyonu da bulunmakta. Kazakistan Silahlı Kuvvetleri ihtiyacı için Otokar şirketi Kazakistan Engineering şirketi ile 2011 yılında yapılan anlaşma doğrultusunda ortak lisanslı üretim yapılıyor.
ASELSAN’ın Türk ordusu için özel olarak geliştirdiği ASYA, arazide koşmayı, zıplamayı, tırmanmayı kolaylaştırıyor.
Fiziksel yorgunluğu minimuma indiren ASYA sayesinde zorlu koşullarda askerlerimizin direnci de artırılmış oluyor.
2024-02-21