Sağlık

Aldatılma hep kadınların başına gelen bir felaket gibi görülüyor. Evet, toplumun verdiği ayrıcalıkla erkeklerin daha çok aldatıyor olduğu bir gerçek ama öte yandan aldatılan erkeklerin sayısı da azımsanacak kadar az değil. Modern dünyanın hızlı değişimi sonucunda kadınların, erkeğe bağımlı olan evinin kadını rolünden çıkararak toplumsal yaşam içinde daha fazla yer almaya ve ekonomik güç elde ederek bireyselleşmeye başlaması ile birlikte aldatılan erkeklerin sayısı da artmaya başladı.

Kadın-erkek ilişkisi aşkla ve tutkuyla başlar; sevgiyle ve sadakatle devam eder. Her zaman eder mi? Araştırmalara göre bu olasılık yüzde 50… İlişkileri sonlandıran nedenlerin tahtındaysa aldatma otuyor. Aldatma öylesine karmaşık ve çok yönlü bir olgu ki sosyolojik, psikolojik, kültürel, dinsel olarak her alanda geniş bir inceleme ve araştırma konusu. Şimdi bu konuya başka bir pencereden, cinsellik penceresinden bakalım. “Aldatan kadın ve erkeklerin cinsel yaşamları nasıldır?” sorusuna yanıt arayalım.

Aldatma herkesin tüylerini ürperten bir sözcüktür. Duyduğumuzda aklımıza gelen ilk şey bir ilişkide eşlerden birinin (genellikle de erkeğin) başka biriyle ilişki kurmasıdır. Bu ilişkinin türü, kişiden kişiye değişen farklı çağrışımlar yapar. Kimileri cinsel ilişki olmadan yalnızca duygusal ilişkiyi aldatma sayarken, kimilerine göre aldatma aldatmadır; cinsel ya da duygusal olması fark etmez...

Partnerinizle kaliteli vakit geçirmek istiyorsanız ama ne yapacağınızı bilmiyorsanız bu haberi sonuna kadar okumalısınız. İlişkinize renk katarken sizi birbirinize daha çok yakınlaştıracak birbirinden sevimli 5 aktivite…

Kimse bir ilişkiye bitirmeyi düşünerek başlamaz ama bu her ilişkinin sonsuza kadar süreceği anlamına gelmez. İnsanlar ilişkilerini başlatır, yaşar ve bitirme kararı alabilir. Her ilişkinin yolunda gitmediği, sorunların yaşandığı zamanlar olabilir. Sorunların çözülememesi ayrılığı getirirken, sorunların farkında olunmaması ya da çözülmeye çalışılmaması aldatmayı getirebilir.

Bir ilişkide, üçüncü bir kişinin varlığıyla yaşanan, çoğu zaman “aşk üçgeni” olarak adlandırılan aldatma, yaygınlığı ve aile kurumuna etkileri açısından toplumsal bir sorundur. Peki aldatma tedavi edilebilir mi?

İlişkilerin baş düşmanı, korkunç canavar aldatmadır. Evlilik terapistleri aldatmanın kader değil, genetik olabileceğini düşünerek araştırmalarına devam ediyorlar. Kim bilir, belki bir gün aldatmanın genetik kodunu bulurlar…

Aldatma, zor kapanan ama izi hep kalacak olan bir yaradır ve tam olarak iyileşmezse sürekli kanar. Nilgün de, kocası Levent’i affederken, "Bu yara hiç kapanmaz ama kızım için affetmem gerek" diye düşünmüştü.

Hemen her insanın hayali ‘o kişi’ ile tanışmaktır. Peki hayatınızdaki insanın doğru kişi olduğunu nasıl anlarsınız? İşte hayatınızın aşkını bulduğunuzu gösteren 8 işaret…

Uzmanlar aldatmanın nedenlerini ve etkilerini yüzyıllardır araştırıyor, gazetelerde aldatma haberlerinin bulunmadığı bir gün geçmiyor. Yaşamın bu kadar içinde olan, bu kadar sık karşılaşılan bu durumla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor ve aldatma konusunda pek çok hurafe (mit, doğru bilinen yanlış) dilden dile dolaşıyor. Bu hurafelerden en çok bilinen 10 tanesini Psikoterapist Dr. Cem Keçe anlattı.