Eski milli futbolcu Emre Aşık’ın eşi Yağmur Aşık’ın bahçesinde bulduğu ve veterinere götürdüğü Kulaklı Orman Baykuşu’nun geri verilmemesi üzerine veterinerle yaşadığı tartışmaya Orman ve Su İşleri Bakanlığı noktayı koydu. Bakanlık, teslim alınarak tedavisi başlatılan yaralı yavru baykuşun doğaya salınacağını açıkladı.
İstanbul’da eski milli futbolcu Emre Aşık’ın eşi Yağmur Aşık’ın bahçede bulduğu ve özel bir kliniğe götürdüğü, buradan da Orman ve Su İşleri Bakanlığı ekiplerince teslim alınan yaralı yavru baykuş doğaya salınacak.
Orman ve Su İşleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, 24 Mart 2017’de Orman ve Su İşleri 1.Bölge Müdürlüğüne bağlı “Yaban Hayatı” ekiplerine, vatandaşlar tarafından bir bahçede bulunan yaralı yavru baykuşun özel bir veteriner kliniğine getirildiği bilgisi verildi. Acil bakım ve beslenme ihtiyacı bulunduğu tespitinin ardından yaralı baykuş Bakanlık ekiplerince tutanakla alınarak tedavisi ve bakımı tamamlanmak üzere İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesine getirildi. Buradaki tedavisinin ardından Orman ve Su İşleri 1.Bölge Müdürlüğü tarafından teslim alınacak yavru baykuş Bakanlık ekiplerince doğaya salınacak. 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre yaban hayvanlarının tedavisi ve gözetimi Orman ve Su İşleri Bakanlığı sorumluluğunda bulunuyor.
‘ADALET YERİNİ BULACAKTIR’
Eski futbolcu Emre Aşık’ın eşi Yağmur Aşık tarafından darp edilen Veteriner Dilara Tezel, Yağmur Aşık’ın bütün iddialarını reddederek, “Mahkemede zaten her şey açığa çıkacaktır, adalet yerini bulacaktır” dedi. Yaşananları anlatan Dilara Tezel, “Yağmur Hanımefendi’ye ait, ait olması bile mümkün olmayan bir kuşun 24 Mart Cuma günü kliniğimize getirilmesi üzerine ben muayenesini gerçekleştirdim. Getiren kişi, Yağmur Hanım’ın bir çalışanı ve bu kayıtlar, röntgen kayıtları onun adına açıldı. Daha sonra kişi bana yetki sahibi olmadığını söyleyerek, patronunu bağladı, telefonda ben başka bir beyefendiye durumu açıkladım. Bu hayvanın Orman Bakanlığı tarafından salınması gerektiği, ilk tedaviyi benim tarafımdan burada gerçekleştirileceği, daha sonra mutlaka Orman Bakanlığı’na teslim edilmesi gerektiği bilgisini verdim. Ki bu esnada, konuşurken de Orman İşleri Bakanlığı’na böyle bir kuşun elimize ulaştığının bilgisi verildi. Bunun da yine ses kayıtları, görüntü kayıtları kliniğimiz yedi yirmi dört izlendiği için dolayı mevcuttur. Bunlar yine mahkemede delil olarak sunulacaktır” diye konuştu.
Tezel, “Bu bildirimi yaptıktan sonra bu kişiler kliniğimizden ayrıldı. İstedikleri zaman gelip görebileceklerini söyledim zaten. Geçen zamanda da biz tedavisini yürüttük. Pazar günü beyefendi yine beni arayıp kuşu almak istediklerini belirtti. Ben de bu hayvanın Orman Bakanlığı tarafından salınacağını söyledim. Zaten kliniğimize bir yaban hayvanı ulaştığında görevim bunu Orman İşleri Bakanlığı’na bildirmektir ve ben bu yasal sorumluluğumu yerine getirdiğim için şu anda darp edilmiş durumdayım. Sonrasında hanımefendiye birebir bilgilendirme yapmam gerektiğini söyledi, o telefondaki beyefendi. Bu bilgilendirmeyi yapmak için aradığımda, ‘Siz benim kuşumu nasıl el koyarsınız? Benim haberim olmadan Orman İşleri Bakanlığı’na nasıl haber verirsiniz? Siz kimsiniz? Bunu yapmaya ne yetkiniz var? Orayı kapattıracağım. Orayı yıkacağım. Siz bir daha meslek hayatınıza devam edemeyeceksiniz. Sizi sakat bırakacağım’ gibi tehditler savurduktan sonra ‘Ben oraya geliyorum’ diyerek telefonu kapattı. Ben de bunun üzerine Orman İşleri Bakanlığı’nı tekrar arayarak bu hayvanın burada can güvenliğinin olmadığını, getiren kişinin tehditler savurduğunu, geleceğini söylediğini ilettim. Onlar da hızlı bir şekilde nakil aracı göndereceklerini ilettiler. Yine Orman Bakanlığı’ndan kimlikli bir görevlinin geleceğini ilettiler. Ben de bunun bilgisini arkadaşlarıma”açıklamasını yaptı.
‘ULTRASONLARIM DEVAM EDİYOR’
Telefondaki konuşmanın ardından endişelendiğini anlatarak devam eden Tezel, yaşadıklarının normal olmadığının ispatı ve normalleşmemesi için mücadele edeceğini vurgulayarak, “Bir hastamızı muayene ederken, gürültüler üzerine aşağıya indim. Yanındakilere emirler yağdıran bir kadın sesi, çevresindekilere ‘O kadın nerede? Ben ona göstereceğim gününü. Yıkın burayı’ gibi sözler ve dile getirilmeyecek küfürler etti. Üzerime saldırdı. Bunların hepsinin kayıtları var zaten. Ben kendimi savunmaya çalıştıkça saldırmaya devam etti. Can havliyle üst kata çıktım. Polisin gecikmesi nedeniyle ben erkek arkadaşıma haber verdim, yanıma gelebilecek en yakınımdaki insan olarak. Onun içeri gelip kendisini darp ettiğini iddia ediyor hanımefendi şu an. Kesinlikle doğru değil. Şu an internette bulunan videolarda da konuştuğu kişi benim erkek arkadaşım. İnsan, kendisini darp eden kişiyle o kadar rahat konuşamaz. Erkek arkadaşım benim iyi olduğumu görünce sakinleşmişti. Daha sonra Orman Bakanlığı’nın bilgilendirilmesi üzerine gelen görevli de giderken tehditlerle karşılaşmış. Hepsinin şikayetleri ardı ardına oluşturuluyor. Aldığım darp izleri, morluklar, vücudumda bulunan bir kis nedeniyle hala ultrasonlarım devam ediyor. Bu görüntüleri izlemek bile hem beni, hem ailemi yoruyor. Bu yapılan normal değil. Bunun normalleşmemesi gerekiyor. O yüzden sesimi duyurmak istiyorum” diye konuştu.
Yağmur Aşık’ın bütün iddialarını reddeden Tezel, haklı olduğunun ortaya çıkacağından emin olduğunu söyleyerek, “Benim sattığımı iddia ederek, beni suçlu göstermeye çalışıyor. Bir veteriner hekim bir yaban hayvanını nasıl satabilir? Satacak olsam, neden ilk geldiği anda Orman Bakanlığı’na haber vereyim? Yani bu tarz ithamları kabul dahi etmiyoruz zaten. Bu noktaya gelmesi gerçekten çok üzücü. Kayıtlarda da mevcut, muayene ücretleri dışında hiçbir ücret alınmadı. Mahkemede zaten her şey açığa çıkacaktır, adalet yerini bulacaktır” dedi.