Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Hayır demek PKK’yı sevindirmek demek, hayır demek FETÖ’ye bayram ettirmek demek, hayır demek Hollanda’ya küstahça tavrında iyi ki yaptın başardın dedirtmek. Hayır demek Almanya’ya lokma dağıt cümbüş düzenle demek. Onun için fotoğrafın büyüğünü görmek durumundayız” dedi.
Memur-Sen tarafından ülke genelinde başlatılan “Memur-Sen’e Davet Tercih Evet” buluşması kapsamında gerçekleştirilen programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, AK Parti Ardahan İl Başkanı Yunus Baydar, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber, Memur-Sen Ardahan İl Temsilcisi Serkan Karataş, Eğitim Bir Sen (Eğitimciler Birliği Sendikası) Ardahan Şube Başkanı Erdinç Çakmak, Büro Memur-Sen Ardahan İl Başkanı Ümit Sarıkaya ve Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı diğer sendikaların şube başkanları ile çok sayıda davetli katıldı.
Ardahan Belediyesi çok amaçlı toplantı salonunda üyeleriyle bir araya gelen Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Türkiye şu an önemli bir sürece doğru gidiyor. Bu süreçte Memur-Sen ailesi olarak bizim inisiyatif almamamız asla beklenemez. Çünkü bu iş bir siyasal harekât işi değil. Her ne kadar siyasal harekatlar milletin önüne getirme fırsatını oluşturmuşlarsa da bu aslında bizim tam bir yıl önce Şubat ayında 360 STK’yı bir araya getirerek Memur-Sen ailesi olarak Türkiye anayasa platformunu oluşturarak Cumhurbaşkanının Ankara’da katıldığı üç bin kişinin katıldığı toplantıda yeni Anayasa için hemen şimdi diyerek çağrıda bulunan ve Türkiye’nin en büyük ihtiyacının 82 model darbe Anayasa’sının tasfiyesi ve milletin Anayasa’sının tahkimatı olması gerekir diye sesini yükselten bir kitleyiz. Uluslararası Anayasa kongresi, Anayasa araştırması, Anayasa raporlarıyla bu süreci en ciddi katkıyı veren ve Türkiye’nin kapasitesi olarak bu sürecin en önemli önemini de biz anlarız diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin daha hızlanması, daha istikrarla yol alması gerektiğini söyleyen Yalçın; “Biz bu ülkeye operasyonun neden yapıldığını bilen kitleyiz. Biz hayatı sıradan gören kitle değiliz. Pazılı birleştiren, fotoğrafları yan yana koyan, büyük fotoğrafın ne olduğunu anlayan kitleyiz. Medeniyet coğrafyamız yeniden dizayn ediliyor. 80’de İsrailli bir gazeteci önümüzdeki 20 yıl içerisinde neler olacak derken? Irak parçalanacak 3’e bölünecek, Suriye parçalanacak, Mısır düşürülecek, şura şöyle olacak ve Türkiye’nin arkası bölünecek diyor. Öbür kısımları magazin, günlük tükettiğimiz kısmı magazin. Coğrafya yeniden dizayn ediliyor, yanı başımızda terör konvansiyonel silah olarak kullanılıyor ve yeni Haçlı birlikleri olarak vekalet savaşlarıyla Türkiye’ye doğru geliyor. Bizim medeniyetimiz dünyanın 3’te birini yönetmiş, 5 şehir domine etmiş medeniyetin. Kahire, Şam, Bağdat, Kudüs ve İstanbul, 4’ü gitti ve işlevini yitirdi, 4’ünü düşürdüler, İstanbul kaldı. Onun için Hollanda’yı ateş sardı, Türkiye’de evet çıkması Hollandayı rahatsız edecek, neden? Çünkü mevcut sistem onların işine yarıyor. Bizim işimize yaramıyor. Osmanlı 600 yıldan fazla hüküm sürdü Sultan sayısı 40’ı bulmadı, Amerika 240 yıllık bir hikaye 44’üncü başkan, Türkiye 93 yıllık Cumhuriyet 65 Hükumet, yani bir buçuk yıla bir Hükumet. 3.5 dönemi biz önemsiyoruz ve çıkarıyoruz içerisinden. Menderes dönemi Özal dönemi, mevcut Hükumet dönemi, buçuk olarak ta rahmetli Erbakan’ın sanayi hamlesi ve manevi hamle dediği hükumetin ortağı yada başını çektiği kısa zekat miktarı Hükumet dönemi. Geri kalan kısım istikrarsızlık dönemi Türkiye’nin, koalisyon pazarlıkları ve at pazarı gibi bu ülkede Milletvekili pazarı kuruldu. Güneş motel odaya 11 kişi çekildi ve Bakan yapıldı. 38 yılda 37 hükumet kuruldu.
Türkiye’nin daha hızlanması, daha istikrarla yol alması gerekiyor. Başka türlü yolu yok, alan daraldı, küresel operasyon çoğaldı. Dolayısıyla Türkiye’nin hızlı karar alabileceği, istikrarla yürüyebileceği, önünde seçim baskısıyla yolunu şaşırmayacağı, ayağının tökezlemeyeceği bir zemine ihtiyacı var. 16 Nisan tam da bu, onun için Memur-Sen ailesi olarak, bu sürece ilişkin aklı basan kitle olarak bunu kalkıp üyelerimizle paylaşıp alana yayılıp kelebek etkisiyle topluma aksettirmezsek biz kendimizi bu anlamda sorumlu hisseder, vebalin altında hissederiz. Yarın tüh demenin bir anlamı yok.” şeklinde konuştu.
Yalçın, “Siyasetçilerin konuşmalarını dinliyorum? Hayır demek PKK’ya, DAEŞ’e, FETÖ’ye Almanya’ya, Hollanda’ya diye cümle kuruluyor. Ben öyle kurmuyorum. Hayır demek PKK’lı olmak demek değil ama hayır demek PKK’yı sevindirmek demek, hayır demek FETÖ’ye bayram ettirmek demek, hayır demek Hollanda’ya küstahça tavrında iyi ki yaptın başardın dedirtmek. Hayır demek Almanya’ya lokma dağıt cümbüş düzenle demek. Onun için fotoğrafın büyüğünü görmek durumundayız.” diye konuştu.