Milli Kültür Şûrası’nda konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Osmanlıca öğretilmesi konusuna değindi ve “Bu yaşa geldik hala insanlar ağlaşıyor. Osmanlıca 15 günde öğrenilir. Ruslara bile öğrettim” dedi. Prof. Dr. Ortaylı tepkisini, “Haydarpaşa yandığında içimden ‘burası ne güzel opera binası olur’ demiştim. İstanbullu bekliyor ki kendiliğinden oluşsun. Tembel, öğrenmeye üşenen tenkitsiz bir nesil yetişti” diye sürdürdü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından toplumun her kesimini, millî kültürü korumak ve geliştirmek maksadıyla bir araya getirmeyi amaç edinen III. Milli Kültür Şûrası, 3-5 Mart tarihlerinde 3 gün süren oturumların ardından tamamlandı. III. Milli Kültür Şûrası sonuç bildirgesi önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak.
Şûra’nın ilk gününde Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın başkanlığında gerçekleşen oturuma, Alev Alatlı, Hasan Celal Güzel, İbrahim Kalın, Mehmet Genç, Ahmet Güner Sayar, Atilla Koç, Doğan Hızlan ile birlikte konuşmacı olarak katılan Tarih Profesörü İlber Ortaylı, Türkiye’nin farklılıklara kapalı olmadığını vurguladığı konuşmasında dilin önemine dikkat çekti. Ortaylı “Mazide bir Endülüs vardı. Orada insanlar Latince, Arapça, İbranice konuşurdu. Her millet birbirinin dilinde felsefe yapardı. Biz de Endülüs olabiliriz ama önce kendi dilimiz” dedi.
Şurada konuşan İlber Ortaylı, geçtiğimiz günlerde Endülüs’ü ziyaret ettiğini belirterek şunları söyledi:
“İbn-i Haldun’u çıkaran coğrafyada artık o adamın yazdıklarını anlayan insanların kalmadığını üzülerek fark ettim. İnsanlar kendi dillerine inmedikçe bir şey yaratmaları mümkün değildir. Bu yaşa geldik hala insanlar ağlaşıyor. Osmanlıca 15 günde öğrenilir. Ruslara bile öğrettim. Bunu bir problem haline getirmemek lazım. Her şey istemekle olur. Kültür Bakanlığı’nın içinde Türkiye’nin en eski kurumları var, açılmayan kadrolar var. Ağlaşmak yerine harekete geçmek lazım. New York’a opera vatandaş inisiyatifi ile kuruldu. Haydarpaşa yandığında içimden ‘burası ne güzel opera binası olur’ demiştim. İstanbullu bekliyor ki kendiliğinden oluşsun. Tembel, öğrenmeye üşenen tenkitsiz bir nesil yetişti. Eğer tüm delikanlılarınız, genç kızlarınız Türkçe konuşamıyorsa siz çoktan kaybetmişsinizdir. Böyle konuşan insan okula alınmaz. Siz medyaya televizyona bozuk dilli insan çıkarıyorsunuz. Bu yayınlarla siz çocuklarınıza dilinizi öğretemezsiniz.”