Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi iki ana başlıkta toplanabilir; ön planda psikojenik etkenin rol oynadığı ve ön planda organik etkenlerin yer aldığı tedavi. Ancak bütün cinsel işlev bozuklukları özgül bir tedavi gerektirmiyor. Bu sorunların pek çoğu yanlış ve eksik bilgilenmeler ve bunlara bağlı “abartılı beklentiler”den kaynaklanıyor. Cinsel işlev bozuklukları, uygunsuz çevresel koşullar nedeni ile de ortaya çıkabiliyor. Evde başkalarının varlığı ya da çocukların, ebeveynin yatak odasına özgürce girip çıkabilmeleri ereksiyon sertleşme sorunlarına yol açabiliyor.
İstekleri söylememek sorunlara neden oluyor
Cinsel istekler ve ihtiyaçları ifade etme güçlükleri, erektil (sertleşmeye ait) işlev bozukluklarının bir diğer nedenidir. Cinsel isteklerinin normal sınırlar içinde olup olmadığı konusunda bireyin kuşkuları da varsa ifade güçlükleri özellikle belirgin oluyor. Bu sebeple çok yaygın olarak uygulanan oral genital ilişki biçimleri bireye anormal gelebiliyor.
Ruhsal etkenlere yönelik tedaviler
Bu tip tedaviler önceleri marital tedavinin parçası iken giderek bağımsızlaşıp seks terapi (cinsel terapi) adını aldı. Cinsel terapi günümüzdeki kullanımıyla cinsel sorunları olan çiftlere uygulanan bir tür bilişsel davranış tedavisi olarak kabul ediliyor. Tedavi başarısında, uygulanan yöntemin ve terapistin profesyonel becerisinin olduğu kadar çiftin tedaviye uyumunun, düzelme istek ve çabasının da rolü etkili oluyor. Tedavi şekilleri, bireysel psikoterapi, çift tedavisi, grup terapi, kendi kendine yardım programları, minimal terapist kontaktı ile terapi olarak sıralanabiliyor.