İlişki arayışındaki en büyük sorunlardan biri herkesin karşısındakinden neler alabileceğine odaklanması, ancak kimsenin karşısındakine neler verebileceğini göz önünde bulundurmaması. Bu durumu küçük bir liste yaparak çözebilirsiniz. Bir sayfayı ortadan ikiye ayırın; bir tarafına kuracağınız romantik ilişkide karşı tarafa neler verebileceğinizi yazın, diğer tarafına ise ilişkide size verilmesini istediklerinizi yazın. Sonra bu iki listeyi karşılaştırın. Mesela siz sabırsız biri iseniz karşı taraftan sabırlı olmasını beklemek doğru olmayacaktır. Bu noktada ya beklentilerinizi ya da kendinizi değiştirmeniz gerekecektir.
Diğer yarınızı değil, kendinizi arayın
Neredeyse herkes diğer yarısını arıyor. Peki biz kendi başımıza eksik miyiz ki böyle bir arayış içindeyiz? Çoğu insanın ilişkiye girme nedenleri arasında içlerindeki boşluğu doldurmak var. Dünyanın en romantik ilişkisini yaşasak da biz kendi üzerimizde çalışmadıktan ve kendi ruhsal yaralarımızı iyileştirmedikten sonra, romantik partnerimiz bizim içimizdeki boşluğu dolduramaz. Bunun yanı sıra, romantik partnerimizi mutluluğumuzun tek sorumlusu olarak görmek de son derece yanlış bir yaklaşım. Kendi mutluluğumuzdan sorumlu bir tek insan var. O da kendimiziz. Birçok insan ilişkiye girdiği kişinin adeta sihirli bir şekilde hayatını değiştirmesini, içindeki varoluşsal boşluk duygusunu doldurmasını bekliyor.
Nasıl bir insana aşık olmak istiyorsanız o insana dönüşün. Diğer yarınızı değil, kendinizi arayın. Mutluluğunuzu istediğiniz tarzda bir insanla tanışana kadar ertelemeyin. Kendi içinizde mutlu olmayı öğrenerek hayat enerjinizi, cazibenizi artırın. Önce hayatın kendisiyle aşk yaşayın ve hemen şimdi mutlu olun.